Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Doğu Akdeniz’in jet-ski’li Don Kişot’u

Yunanlı gazeteci ve film yönetmeni Aris Hadjistefanou, Sputnik ajasındaki 'Fransa, Yunanistan ve Egemenlik' başlıklı yazısında Paris'in Atina'yı Türkiye ile olan rekabetinde bir lejyoner olarak kullanıp daha sonra kenara iteceğini söyleyerek Yunan makamları ve kamuoyunu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kirli sabotajlarına karşı uyanık olmaya davet ediyor.
Bir önceki 'Erdoğan blöf yapmıyor' adlı yazımda da kimi Yunan aydınlarının Doğu Akdeniz'deki krizde Batılı ülkelerin Türkiye ile hesaplaşmada Yunanistan'ı bir kurşun asker olarak cepheye sürmelerinden duydukları rahatsızlığa dikkat çekmiştim.
Nitekim son birkaç gün içindeki gelişmeler sağduyulu aydınların öngörülerini haklı çıkardı.
Avrupa Birliği (AB), NATO ve ABD'den destek bulamayan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miiçotakis ile Macron'un Türkiye'ye yönelik ayak oyunları sonuçsuz kaldı.
ABD Başkanı Donald Trump, Macron'a tansiyonu artırmaması uyarısında bulunurken Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Viyana'da ayağına çağırdığı Yunanlı Mevkidaşı Nikos Dendias'a 'ayar' verdi.
AB Dışişleri Bakanları'nın Cuma günkü toplantısına ise Almanya'nın sert çıkışı damga vurdu. Yunan- Rum kesimi ile Fransa'yı hayal kırıklığına uğratan Berlin, Paris'in Doğu Akdeniz'de askeri varlığını artırmasına sıcak bakmadığını açıkça dile getirdi.
Yunanistan'ı durmadan provoke eden İsrail ise kriz başladığından bu yana ortalıkta pek görünmemeye çalışıyor.
Zaten herkes, Avrupa ve dünya medyasının "Jet-ski üzerinden Doğu Akdeniz'i dizayn etmeye kalkan Don Kişot" diyerek alay ettiği Macron'un bölgeye gemi ve uçak gönderme şovunun sadece Yunanistan'a duyduğu dostluktan kaynaklanmadığının farkında.
Fransa Cumhurbaşkanı'nın asıl kuyruk acısı, Suriye ve Libya'da özellikle de Müslüman Afrika'da Türkiye'nin artan nüfuzu. Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika'da giderek sıkışan Macron'un derdi Yunanistan bahanesiyle Türkiye'den intikam almak.

***

Fransa'nın Cibuti, Fildişi Sahili, Gabon ve Senegal'de askeri üsleri var. Şu an Fransız yönetimi Mali, Moritanya, Nijer, Burkina Faso ve Çad'da eş zamanlı birçok askeri operasyon yürütüyor.
Alman Der Spiegel dergisinin verdiği istatistiklere göre "Sömürgelerindeki doğrudan işgale son verip çekildikten sonra yani 1960'lardan bu yana Fransız ordusu Afrika'da tam 39 askeri müdahalede bulundu." Mali ve Nijer'de olduğu gibi çoğu askeri müdahalenin amacı ise tamamen uranyum rezervleriyle diğer enerji kaynaklarıydı.
Ancak ne yapsa da Libya, Suriye, Lübnan, Tunus ve Cezayir örneklerinde görüldüğü üzere Fransa'nın eski sömürgeleri üzerindeki egemenliği giderek azalıyor.
Nitekim Fransa'nın Doğu Akdeniz'deki Türkiye düşmanlığının gerçek nedeni de Fransız Total şirketinin Libya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Suriye'de yaptığı enerji anlaşmalarının tehlikeye girmesidir.
Çin, Rusya ve Türkiye'nin oyuna dâhil olmasıyla Fransa'nın Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Afrika'daki sömürge düzeni sarsılmaya ve emperyal zorbalığa dayalı ekonomik çıkarları bozulmaya başladı.
Üstelik Fransa'nın küresel güç mücadelesinde Türkiye'nin sahip olduğu ağırlığa ve öneme sahip olmadığı da ortaya çıktı.
Hem Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz örnekleri hem de Paris'in AB, NATO ve ABD'den istediği desteği görememesi bunun birer kanıtı. Macron'un öfkesi biraz da bundan.
İşte bu yüzden çoğu stratejistin de işaret ettiği gibi, Doğu Akdeniz'de jet-ski üzerinden Don Kişotluğa soyunan Macron'un çulsuz lejyoneri Atina'nın Fransa yanılsamasının faturası tahmin edilenden de ağır olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA