Eğitimin tartışılmadığı hiçbir ülke yok. Geçtiğimiz hafta, Millî Eğitim Bakanımız Mahmut Özer Turkuvaz Medya Grubu binasında SABAH yazarlarıyla buluştu. Bakan Özer, tüm sorularımızı içtenlikle ilkeli ve güvenilir şekilde yanıtladı. Mükemmel bir ortamda gerçekleşen sohbet sırasında aldığım notları, sizinle paylaşmak istiyorum.
2000'li yıllarda 5 yaştaki okullaşma oranı ülkemizde yüzde 11 idi. Yani 5 yaştaki 100 çocuğumuzun sadece 11'i okul öncesi eğitimde kendisine yer bulabiliyordu. Şimdi ise, yüzde 78. Bugün, bu oran yüzde 94.
Ortaöğretimde 2000'li yıllardaki okullaşma oranı yüzde 44, bugün bu oran yüzde 90. Yani o yıllarda lise çağı nüfusundaki 100 gencimizin sadece 44'ü okuldaydı. Şimdi yüzde 90. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları 2000'li yıllarda yüzde 14, şu anda yüzde 48.
PISA ve TIMSS uluslararası öğrenci başarı araştırmalarına göre Türkiye, son 20 yılda girdiği tüm araştırmalardan bir önceki döneme göre puanlarını yükselterek çıktı. OECD Genel Sekreteri 2 ay önce, bir tweet attı. 'Türkiye'nin başarısı diğer ülkelere de ilham vermelidir' dedi.
3 KONUYA ÖNCELİK
Yeni dönemde ağırlık verilen üç tane konu var. Birincisi, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması. 3 yaşta yüzde 14, 4 yaşta yüzde 35, 5 yaşta yüzde 78 idi, Şu anda yüzde 94'e çıkarılmış. Okul öncesi eğitim sadece bilişsel becerileri artırmıyor, bilişsel olmayan psikolojik sosyolojik duygusal becerileri de artırıyor.
Okul öncesine gidenler eğitimde daha uzun süre kalıyor. İstihdamda daha uzun süre kalıyor ve suça bulaşma oranları çok daha düşük oluyor. Problemin başlangıcına yatırım yapılıyor.
İkincisi, mesleki eğitim. Biliyorsunuz iki tane kol var. Biri meslek liseleri, diğeri mesleki eğitim merkezleri.
Mesleki eğitim merkezlerinde 25 Aralık 2021'de bir kanun değişikliğine gidildi. O gün itibarıyla tüm Türkiye'de 159 bin çırak, kalfa vardı. Bugün 850 bin çırak ve kalfa oldu. Yı l sonuna hedef 1 milyon çırak, kalfa olması, Yaş sınırlaması yok. Mesleki eğitim merkezlerindeki istihdam oranı, eğitim aldığı alandaki istihdam yüzde 88.
Meslek liselerinde artık üretim var. Yaparak, üreterek öğreniyor öğrenci. Bilgi kalıcı oluyor. Öğrenci ve öğretmen, üretime yaptığı katkı kadar da pay alıyor. 200 milyonlarla alınan üretim kapasite 2021'de 1,2 milyara çıkarılmış. Hem öğretmenlerimiz hem de öğrencilerimiz katkıları ölçüsünde onlar da pay aldılar. Öğrencilerimiz 50 milyona yakın bir pay, öğretmenlerimiz ise 112 milyona yakın pay almışlar.
Mesleki ve teknik eğitimde Ar-Ge kültürünün geliştirilmesi, öğretmen ve öğrencilerimizin yeni ürünler tasarlaması ve bu ürünlerin tescil edilerek ekonomik bir değere dönüşmesini sağlamak için mesleki ve teknik eğitim kurumları bünyesinde farklı alanlarda 55 Ar-Ge merkezi kuruldu.
Üçüncüsü ise kütüphanesiz okul bırakmamak. 2 ayda 16 bin 361 tane kütüphane yapılmış. Mesleki eğitimdeki üretim kapasitesi kullanılarak, mobilyaları üretilmiş. Kütüphanelerimizde 28 milyon kitap varmış, 80 milyona çıkarılmış. Yıl sonu hedef, 100 milyona ulaşmak.
