Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Acıyı bal eylemek akıl ve dayanışma

"41 yıldır arıcılık işindeyim, böyle bir felaket görmedim" diye söze başladı Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak. Kendisiyle en son Birleşmiş Milletler'in himayesinde 20 Mayıs'ta kutlanan 'Dünya Arı Günü' dolayısıyla konuşmuştum. O günkü yazıma 'Arılar varsa, yarınlar da var' başlığını atmıştım. Sadece 2,5-3 ay sonraki görüşmemizde Altıparmak ile o zaman hiç aklımızdan geçmeyen yangın ve arı ölümlerini konuşmak çok üzücüydü.
Orman yangınlarının ardından yanan canlarla ilgili detaylar geldikçe hepimizin içi yeniden yandı. Özgürce uçabilirler, istedikleri yere nasılsa giderler dediğim arıların da yandığı haberleri çok daha yakıcıydı. Yangınlardan hiçbir canlının kaçamadığı gerçeğini bir kez daha yüzümüze vuruyordu çünkü.
Konuyu daha iyi anlamak için arı dostu Altıparmak'ı aradım. Üzüntüsü hepimizden büyüktü sanırım. Ama yine de umutlu olmak gerektiğinin altını çizdi.
"Böyle felaket görmedim" dese de Altıparmak, yüreğimize su serpen bilgiler verdi: "Yangınların olduğu sırada, Türkiye'nin çam balının yüzde 80'inin üretildiği Marmaris ve çevresindeki ormanlarda çok yoğun bir arı nüfusu yoktu. Kovan sahipleri arıları yıl boyunca Türkiye'nin çeşitli bölgelerine götürürler. Bu zamanda da arılar daha çok Kayseri, Sivas, Kırşehir, Malatya, Bingöl ve hatta Trakya'da yaylalardaydı. O sebeple yangında 5 bin civarında kovanın yandığını hesaplıyoruz. Bu da arı nüfusunun binde ikisine denk geliyor."
Kovanlar Ağustos'un 10-15'i gibi Marmaris ve çevresine getiriliyor. Altıparmak, bu bölgedeki ormanların yüzde 40'ının yandığını göz önünde bulundurarak yıllık 15-16 bin ton olan çam balı üretiminin 7 bin 500 tona kadar düşebileceğini öngörüyor. Bu rakamın arıcıların dayanışmasıyla artabileceğine işaret ediyor. Kovan alanları, yanan bölgede kalan arıcılar kendilerine yeni yerler bulmak zorunda. Altıparmak bu noktada bölgedeki arıcıları dayanışmaya davet ediyor.

BAL İÇİN KRİTİK 15 GÜN
Bugünlerde yaylalardan Marmaris bölgesine gelecek arıların güçlü olduğuna vurgu yapan Altıparmak, dayanışma ve doğanın da yardımıyla bu sezonun beklenenden daha iyi tamamlanmasının formülünü şöyle anlatıyor: "Önümüzdeki 15-20 gün çok kritik. Bu yıl 7500 tona düşer dediğimiz bal üretiminin 9-10 bin tona çıkma ihtimali var. Eğer arıcılar için yeterince uygun yer bulunabilirse -ki var, sıcaklıklar da 40 derecenin çok üstüne çıkmazsa, 'basra böceği'nin salgısını kurutacak kuru rüzgar esmezse ve sabahları da çiğ olursa o zaman sezon beklendiği kadar kötü olmaz."
Daha yangınların yaralarını saramamışken bu hafta sel felaketinin açtığı yeni yaralar, tüm dünyadan gelen birbirinden büyük felaket haberleri, belki de son uyarıların başlangıcı.
Sanayi devrimiyle birlikte dünyayı hızla kirleten eylemlerin sahibi büyüklerimizin hatalarının bedelini bugünlerde ödeyen bir nesil olarak, çocuklarımıza ve torunlarımıza aynı acıları yaşatmamalıyız. İnsanlık olarak ortaya koyacağımız ortak akılla iklim değişikliğine sebep olan her eylemimizden hemen vazgeçmeliyiz.
Acıyı bal eylemek mümkün, bunun için şimdi akıl ve dayanışma zamanı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA