Türkiye'nin en iyi haber sitesi

OKAN MÜDERRİSOĞLU

Dağdan iniş, eve dönüş... Ama nasıl?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Terörsüz Türkiye-Terörsüz Bölge hedefi ikinci aşamasına girerken gelin şöyle bir çerçeve çizelim:
Bu bir, "topluma yeniden kazandırma" düzenlemesi olsun meselâ
Terör örgütü içinde silahlı ya da silahsız faaliyet yürütmüş kişiler,
Örgütten ayrılıp kendiliğinden güvenlik güçlerine gelenler,
Lojistik, barındırma, gizleme, propaganda, erzak vb. destek verenler ayrı ayrı ele alınsın.
Sonra...
Özellikle dağa zorla çıkarılmış gençler/çocuklar,
Tehdit ve baskı ile örgüt adına faaliyet yürütmüş olanlar farklı bir kategoride değerlendirilsin.
Böylece...
Her bir özel duruma göre ya ceza verilmesin ya şartlı ertelensin ya da tamamen ortadan kalksın.
Yani...
Herhangi bir suça karışmamış örgüt mensupları,
Zorla dağa götürülenler,
Örgütün silahlı eylemlerine iştirak etmeyenler cezai takibat olmadan Türkiye'ye gelebilsinler.
Tabii bu sırada...
Kasten öldürme,
Bombalı saldırı,
Sivillere yönelik terör eylemleri,
İşkence,
Cinsel suçlar için yaptırım gerekliliği korunsun. Onlarla ilgili düzenleme için öncü adımların sonuçları beklensin. Duruma göre, "etkin pişmanlık" benzeri bir seçenek tanımlansın.
Ve nihayet...
Örgütten ayrılanların ailelerine psiko-sosyal destek sağlansın,
İş ve meslek kurslarına yönlendirme yapılsın,
Rehabilitasyon ve sosyal uyum programları devreye alınsın...

***

Silahın, kan ve gözyaşının aradan çıktığı, bölücü emellerin tarihe karıştığı, ayrı devlet, federasyon, özerklik gibi söylemlerin artık telaffuz edilmediği bir Türkiye için yukarıda sıralanan adımlar atılabilir mi? Veya yukarıdakine benzer bir yasal düzenleme yapılabilir mi?
Burada kritik husus, "cezasızlık algısı" oluşmaması ve terör örgütü mensuplarına "Özellikli istihdam şansı tanınıyor" türü propagandaya karşı duruş sergilenmesi olacaktır.
Görünür geleceği bağlayan hassas eşikler ise üç ana noktada alınacak tedbirlerde ve toplumun genelinde nasıl karşılanacağında düğümlenecek.
1- Silah bırakan teröristler,
2- Cezaevlerindeki PKK-KCK üyeleri,
3- Örgüt elebaşılarının durumu...
Elbette, sancılı bir diğer konu da Öcalan'ı hızla siyasi aktöre dönüştürme hatta 40 yıllık kanlı sicilini normalleştirme iddiasıyla DEM-Kandil hattının ısrarlı ve maksimalist talepleri dile getirmesi olarak karşımıza çıkacaktır!
Evet...
Teorik bir çerçeve gibi yazdığım tüm maddeler aslında reel bir gerçeğin özeti. Hem de 22 yıl öncesine ait. Arzu eden o günkü koşullara göre kaleme alıp uygulanan 29 Temmuz 2003 tarihli "4959 sayılı Eve Dönüş Yasası'nı" ve ikincil mevzuatı inceleyebilir. O gün örgütün çözülmesi gayreti ile çıkarılan yasal düzenlemeyi ve bu aziz milletin ferasetini hatırladığımızda, bugün örgütün lağvedilip, tüm silahları bıraktığı anda atılacak adımların "milli hazmetme kapasitesinin" yüksek olmasını beklemek sağduyulu her vatandaşın hakkıdır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.