"Kadını dışlayan bir toplum, gücünün ve potansiyelinin yarısından vazgeçmiş demektir." Başkan Erdoğan'ın bu sözü; AK Parti Kadın Kolları'nı harekete geçirdi. Toplumun yarısını oluşturan kadınların iş yaşamına dahil olmaları, girişimci olmaları yönünde bilgilendirilmeleri ve hatta cesaretlendirilmeleri için var güçleriyle çalışıyorlar bir süredir. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir ile sohbetimizde, yaptıkları şeyin aslında; son 20 yıldır bakanlıkların ve bürokrasinin, kadınların işgücüne katılımının artması yönünde attığı her adım, yapılan her teşvik ve düzenlemeyle ilgili kadınları bilgilendirmek olduğunu öğreniyorum.
Bugüne kadar 21 ilde halka açık yapılan toplantılarda, bakanlıkların ilgili il müdürleri 3'er dakikayı aşmayan sunumlar yapıyor, 1 dakikayı geçmeyen video gösteriminin ardından o ilde daha önce teşviklerden yararlanmış olan kadın girişimciler, tecrübelerini ve geldikleri noktayı anlatıyor, varsa katılımcıların soruları yanıtlanıyor. Nüfusun yaklaşık 42 milyonunu kadınların oluşturduğunu ve TÜİK verilerine göre kadınlar için istihdam oranının yüzde 26.3'te, işgücüne katılım oranının da yüzde 30.9'da kaldığını düşündüğümüzde; bu proje ile sahada daha çok kadına ulaşılmasıyla bu oranların kartopu misali büyüyen bir etki ile artacağını düşünmek hayal olmasa gerek.
"Kadın Emeği Türkiye'nin İstikbali" ismi verilen bu proje, 20 Kasım tarihine kadar 81 ilde tamamlanarak Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılacağı bir toplantı ile sonlandırılacak. Kadınların iş gücünde daha fazla yer almalarını sağlamayı, istihdama katılımlarını arttırmayı, yaşam kalitelerini ve refah düzeylerini yükseltmeyi, kadınları ülke ekonomisine ve kırsal kalkınmaya katkı sağlamaları için yönlendirmeyi, bilgilendirmeyi, desteklemeyi ve bir anlamda onlara mentörlük yapmayı amaçlayan bu projeden elbette herkes yararlanabilir. Ancak asıl hedef kitle şöyle: Bir iş fikri olan fakat uygulamada cesareti olmayan kadınlar; sermayesi olmayan fakat potansiyel girişimci kadınlar; mesleki eğitim ve donanımı olmayan kadınlar; eğitim ve istihdamın dışında kalan kadınlar.
Kadınların nitelikli işlere katılımını sağlayarak ekonomik gelir elde etmelerini sağlamak, aslında kadınların hem aile hem toplum yaşamında farkındalıklarını da arttırmak demek aynı zamanda. İŞKUR, KOSGEB, Ticaret İl Müdürlükleri ve Tarım Orman Bakanlığı'nın sunduğu destekler, Kalkınma Ajansları aracılığıyla kadınlara sunulan destek, hibe ve fonlarla ilgili yapılan bilgilendirme sonunda öyle güzel başarı hikâyeleri ortaya çıkıyor ki... Aldığı hibe ile Batman'da çilek bahçesi kuran Lale Hanım, Antep ve Maraş'tan Amasya'dan Karadeniz bölgesindeki tüm baklavacı ve börekçilere tek kullanımlık tepsi üreten 23 yaşındaki Nurdane, Konya'da aldığı hibe ile mantar çadırları kuran ve kendisiyle birlikte 10 kadına daha istihdam sağlayan, yılda 12 ton mantar üreten Alime Hanım, İŞKUR'da katıldığı kaynak kursunun ardından erkek işi olarak görülen kaynak ustalığını 2 buçuk yıldır ustalıkla yapan Aydınlı Perihan ve Emine hanımlar, KOSGEB'den aldığı girişimcilik belgesi ve yardım ile yine erkek işi olarak bilinen torna atölyesini açıp çalıştıran Trabzonlu Selma Hanım bu örneklerden sadece birkaçı.
Maalesef daha çok uğradıkları şiddet ve cinayet haberleriyle gündeme getirilen kadınların, bundan sonra rol model alınacakları başarı öyküleri gibi pozitif gündemle de var olduklarını hatırlatma açısından ben son derece önemsiyorum bu güzel projeyi. Çünkü çok iyi biliyoruz ki; kadın ürettikçe kadın güçlenecek, aile güçlenecek ve Türkiye daha fazla büyüyecek.
