FAIZ LOBISI
Turkiye'nin, bir 'faiz lobisi' veya 'yuksek faiz cetesi'ne karsi karsiya oldugunu diyorsunuz. Bu lobi tam olarak nedir?
Faiz lobisini ekonomik gerçekleri göz ardı ederek her ne pahasına olursa olsun yüksek faiz-kaynak transferini savunan bir kitle olarak tabir edebiliriz. Gerektiğinde illegal olabilen, yalan haberler yaptıran, George Soros'un 1997'de Malezya'da yaptığı gibi kriminal işlemlerle (Paul Krugman'ın 'Bunalım ekonomisinin dönüşü kitabını bir okuyun isterseniz ve o tarihlerdeki Malezya Başbakanı Mahatir Muhammet'in konuşmalarına bakın) ülke ekonomilerini ve gelir dağılımını bozabilen sürekli olarak bir manipülasyonun içinde yer alan bir kitleden bahsediyoruz. Türkiye 1990'ların başından itibaren dünyanın en yüksek reel faizini ödedi. Bu ülke dışındakiler için yüksek bir getiri sağladığı gibi, ülke içinde de ahlaki çöküntüye ulaşan derecede bencil olabilen bir sosyal oluşum yarattı. Sorun sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunudur diyebiliriz. Bugün bizim faiz lobisi dediğimiz şey Türkiye'ye ait primitif bir tartışma konusu değil. Wall Street'teki ve dünyanın diğer ülkelerindeki isyancılar, hep bir ağızdan, isimleri farklı olsa da aynı kitleyi eleştiriyorlar. Bankacılar, şişman kediler vs. Bakın sizin şirketiniz Bloomberg ajansının kurulu olduğu ABD'nin Başkanı Barack Obama da benzer sıkıntıları dile getiriyor.
Faiz lobisinin arkasinda kim ve neler var? Amaclari nedir?
Yukarıdaki cevap bunu açıklıyor.
Faiz lobisi organize midir yoksa sadece bir konsept midir sizce?
Tüm dünyada organize. ABD'de bankacılık sektörünün lobisini yapmak için bildiğim kadarıyla birçok şirket ve 3 bine yakın profesyonel çalışıyor. Ve 2008 Lehman krizinde sizin ajansınızda da dahil yapılan haberleri biraz incelerseniz, birçok hata ve yanlışın ardında bu lobinin organize biçimde olduğunu anlarsınız. Ki bu yüzden ABD'de New York Eyalet Savcılığı bankacılar ve şirketler hakkında soruşma yürütmüştür. Türkiye'de de organizedir. Birçok gazeteci yüksek reklam veren bankalar ve bankacılarla aralarının iyi olduğu ya da onların hoşuna giden haberler yaptığı için mesleklerini yapabiliyor. Bu bankacılarla gazetecilerin arasında grift ilişkiler var. Türkiye'de gazetecilik maaşıyla milyon dolarları bulan servet yapmak, onlarca gayrimenkul, lüks araçlar vs. alma imkanı olmadığını sanırım siz de yakından kavramışsınızdır. Gazetecilerin kazanç/yaşam biçimi katsayısında büyük bir dengesizlik var. Bugün tv ve gazetelerde ekonomiyle ilgili yorum ya da haber yapan birçok tanıdık gazetecinin portföy yöneticiliği yaptığını, kendi pozisyonları ve patronların pozisyonları doğrultusunda yayın yaptıklarını gözlerimle gördüm. Geçtiğimiz yıl SPK Başkanı da gazetecilerin bir bölümünün kendilerine ait portföyleri yönettiklerini doğruladı. Ayrıca birçok köşe yazarı ya da gazeteci şeklinde bilinen isim resmi ya da gayri resmi şekilde finans kuruluşlarına danışmanlık vb. kazanç sağlayıcı işler yapıyor. Sonuç olarak bu tarafsızlığa gölge düşürür mü düşürmez mi? Bunu irdeleyin.
Merkez bankasi 26 ekim karariyla faizi yukseltti mi yukseltmedi mi? Neden? Bu konuda dusunceleriniz nedir?
Merkez Bankası, Başkan Erdem Başçı'nın ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, gecelik vadede faizleri yüzde 9'dan yüzde 12.5'e çıkardı. Ancak politika faizi olan haftalık faizi değiştirmedi. Aradaki farkı şöyle anlatayım: Merkez Bankası piyasalara toplam 55 milyar lira civarında para veriyor. Bu paranın şu an itibariyle 11 milyar liralık kısmı gecelik vadede yüzde 12.5 faizle veriliyor. Kalan 44 milyar liralık kısmı haftalık repo ihaleleriyle yüzde 5.75'ten borç olarak piyasaya veriliyor. Bankaların fonlama maliyeti bu ikisinin paçalı yani ortalamasından oluşuyor. Merkez Bankası'nın yaptığı gecelik faiz artışı bu fonlama paçalının yükselmesine neden olmuştur. Ancak buna ek olarak Merkez Bankası kasasında munzam olarak tuttuğu 11 milyar lirayı bankaların kullanımına sunmuştur. Dolayısıyla fonlama maliyetinde bir artış çıkmış ve bu da ikincil piyasa faizleri olarak bildiğiniz bono, kredi, mevduat faizlerine yansımıştır. Merkez Bankası'nın bu işlemi yapma nedeni açıklamalarından da anladığımız üzere dövizdeki spekülatif atağın önüne geçmektir-ki kendisi de bunu anlatmaktadır-. Dünyadaki olumsuz ekonomik şartlar ortadan kalktığı zaman Merkez Bankası'nın fonlama oranı politika faizi seviyesi olan yüzde 5.75 düzeyinde gerçekleşmesi muhtemeldir. Dolayısıyla kalıcı bir faiz artışı olmamış likidite düzenlemesi nedeniyle oluşan maliyetlerin ikincil piyasalarda fiyatlara yansıması olmuştur. Nihai borçlanıcı olarak Hazine'nin önümüzdeki iki ay boyunca önemli bir borçlanmasının olmaması Merkez Bankası'nın bu hamlesinin bütçeye etkisini sınırlı bırakmıştır. Bankalar tepki olarak kredi faizlerini yükseltseler de, gerek talep düzeyi gerekse rekabet, küresel şartların çok daha kötüleşmemesi durumunda, önümüzdeki dönemde bu alanlarda da daha yumuşak faiz oranlarının karşımıza çıkması muhtemeldir.
Faiz lobisi Turkiye'nin ekonomi policelerini yoneltebilir mi? O kadar guclu mudur? (O kadar gucul degilse who cares?)
J Bu sorunun cevabını benden daha iyi bilmeniz gerekli. Farklı ülkelere ait birçok devlet adamı kredi derecelendirme kuruluşlarından banka araştırma raporlarından
şikayet ediyor ve onları spekülasyon yaparak kamusal düzeni bozmakla suçluyor. Dikkat ederseniz geçmişte, gelişmekte olan ülke insan ve liderlerine ait olan bu şikayetler bugün Avrupa ve ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin de şikayeti haline geldi. Yani faiz lobisi derken gelişmemiş piyasaların primitif şikayetlerinden bahsetmiyoruz artık.
Küresel ölçekte faiz düşüşüyle birlikte politika yapıcısı olarak Merkez Bankaları'nın klasik para politikası araçlarıyla elinde piyasaları yönetecek güçleri azaldı. Artık tüm ekonomiler beklentiler üzerinden yönetiliyor. Bakın son yıllarda Nobel Ekonomi ödülleri 'beklentilerin ekonomiler üzerindeki etkileri (isterseniz bu yılki Nobel ödülü'nün hangi çalışmalara verildiğini de inceleyebilirsiniz.) üzerine yapılan çalışmalara veriliyor. Dolayısıyla finans sektörünün büyük etki sahibi olduğu medya aracılığıyla yaptığı yönlendirmeler bu ekonomik beklentiler üzerinde doğal olarak büyük etkiye sahiptir.
Bazi analistlere gore, devlet ve bazi medya organlari 'faiz lobisi' suclamayi kullanirken gereken elestirileri ve tartismalari susturmaya calisiyor. Sizce? Bagimsiz analistler ve yatirimcilar "faiz yukseltilmeli" tavsiyesinde bulunamaz mi?
O analistlerle ilgili cevaplarımı daha önce vermiştim. Faiz yükseltilmeli görüşünü ortaya koymalarına söyleyecek lafımız yok. Ancak konu sadece fikirsel bir tartışma haberi değil. Nomura'nın Türkiye'den çıktığına, IMF Türkiye temsilcisi Mark Lewis'in Türkiye ekonomisiyle ilgili açıklamalarının, "Türk ekonomisi kırılgan bir hal aldı" şeklinde verilmesine ve daha birçok örneğe bakarsanız eleştirilerin çok da haklı olmadığını rahatlıkla ortaya çıkıyor. Tam tersi faiz lobisinin temsilcisi olan gazeteci ve bankacılar tarafından bu fikirleri savunulmayanlara yapılan bir mahalle baskısı vardır. Örneğin finans kesimini savunmayan insanlara ne kadar ajansınızda yer veriyorsunuz, ya da diğer ajanslar ve tv'ler nasıl bir tutum içindeler? Biraz konuyu araştırırsanız ne dediğimi anlamanız muhtemel.
Sizin gazeteniz faiz lobisine karsi 'savas'inin onderligi ustlendigi gibi gozukuyor. Neden?
Çok basit ülkemdeki gelir dağılımın bozulmasını, fakirleşmeyi istemiyorum. Haksız yere ödenen her faiz benim cebimden vergi olarak çıkıyor. Türkiye'de reel faiz oranlarıyla halkın geliri ve bütçe dengeleri arasındaki ilişkiye bir bakın bakın isterseniz. Bu rakamlar resmi istatistik kurulmuşlarında var.
Basbakan'a gore Turkiye, sifir reel faiz, yani faiz ve enflasyon ayni seviyede olan bir ekonomiye dogru gidiyormus. Amac gerceklestirilirse, kazananlar kim olacak, kaybedenler kim?
2001 yılında 100 bin lirayı bankaya yatıran bir yatırımcı ayda 4 bin 500 TL faiz geliri alıyordu. Bugün bu rakam 750 TL. 4 bin 500 TL'yle Türkiye'de çalışmadan yaşamak mümkün, ama o gelir standardına göre bir yaşam kurmuş bir insanın şimdi 750 TL'lik aylık gelirle yaşaması zor. Kavganın temelinde de bu var. Uzun yıllardır çalışmayan ve sadece para satarak geçinen bir yatırımcı ve finans kesimi yarattık. Bakın bugün Türkiye'de sanırım siz de dahil havale vb. bankacılık komisyonlarının gelir seviyesine göre çok aşırı olduğundan şikayet ediyor. Ancak buna şikayetlere rağmen bankacılık kesiminin komisyon faaliyetlerinden elde ettiği gelir faliyet giderlerini karşılamıyor. Yani verimsiz çalışmaya ve tembelliğe alışan sadece belirli bir halk kitlesi değil. Aynı zamanda kurumsallaşmış bir yapı da var. Yüksek faiz olmayınca bankalar da ayakta kalamıyor anlayacağınız.
Erdoğan'ın sıfır reel faiz istemesi kadar normal bir durum yok. Kendi ülkeniz de dahil dünya genelindeki reel faizlere bakarsanız, bu oranların sıfır değil son iki yıldır ekside olduğunu göreceksiniz.
Soylemek istediginiz baska sozler varsa lutfen soyleyin:
Nerede ve hangi bölümlerini yayınlayacağınızı bildirmeniz ve bunlar tarafımdan onaylanmadıkça sözlerimin yayınlanmamasını istiyorum.
-----Original Message-----
From: BENJAMIN HARVEY, BLOOMBERG/ NEWSROOM: [
mailto:bharvey11@bloomberg.net]
Sent: Friday, October 28, 2011 3:48 PM
To: OGUZ KARAMUK
Subject: Faiz Lobisi sorular -- Bloomberg
Oguz Bey, merhaba.
Sorularimiz asagida. Dikkatiniz icin tesekkurler.
FAIZ LOBISI
Turkiye'nin, bir 'faiz lobisi' veya 'yuksek faiz cetesi'ne karsi karsiya oldugunu diyorsunuz. Bu lobi tam olarak nedir?
Faiz lobisinin arkasinda kim ve neler var? Amaclari nedir?
Faiz lobisi organize midir yoksa sadece bir konsept midir sizce?
Merkez bankasi 26 ekim karariyla faizi yukseltti mi yukseltmedi mi? Neden? Bu konuda dusunceleriniz nedir?
Faiz lobisi Turkiye'nin ekonomi policelerini yoneltebilir mi? O kadar guclu mudur? (O kadar gucul degilse who cares?)
Bazi analistlere gore, devlet ve bazi medya organlari 'faiz lobisi' suclamayi kullanirken gereken elestirileri ve tartismalari susturmaya calisiyor. Sizce? Bagimsiz analistler ve yatirimcilar "faiz yukseltilmeli" tavsiyesinde bulunamaz mi?
Faiz lobisi varsa (yani sadece "lobi" olsa, bir suc cetesi degilse) tehlikesi nedir? Ona karsi ne yapilmali?
Sizin gazeteniz faiz lobisine karsi 'savas'inin onderligi ustlendigi gibi gozukuyor. Neden?
Baskbakan'a gore Turkiye, sifir reel faiz, yani faiz ve enflasyon ayni seviyede olan bir ekonomiye dogru gidiyormus. Amac gerceklestirilirse, kazananlar kim olacak, kaybedenler kim?
Soylemek istediginiz baska sozler varsa lutfen soyleyin:
Tesekkurler,
Benjamin