2020 yılına girerken birçok açıdan daha iyi bir faaliyet ortamındayız ve daha iyimser öngörülere sahibiz. Öncü göstergelerin de bu olumlu öngörüleri desteklediğini görüyoruz. Görüş mesafesi arttı. Daha dinginiz. Beklentilerin iyileşmesinin halka açık şirketlerin piyasa değerlerini olumlu etkilediğini de görüyoruz. Dengelenme süreci tamamlandı. Ekonominin esnek yapısı, makro büyüklüklerde hızlı iyileşme, iş hayatını ve finansal piyasaları destekleyen uygulamalar sayesinde küçülme kısa sürmüş ve sınırlı düzeyde kalmıştır. Reel sektör öncü göstergeleri büyümede üçüncü çeyrekte başlayan pozitif seyrin devam ettiğini ortaya koyuyor. Parasal ve finansal göstergeler de bu trendi destekliyor. Yıllık büyümenin yılsonunda yüzde 1'e yakın olmasını, 2020'de dengeli olarak orta vadeli büyüme politikasına yakın seviyelere artacağını tahmin ediyoruz. Yurtdışı yatırımcıların revize edilen tahminleri de beklentilerindeki iyileşmeyi ortaya koyuyor. Uluslararası piyasalarda Türkiye'nin kredi risk priminin düşmekte olması, uluslararası para ve sermaye piyasalarından daha uygun koşul ve maliyetlerle kaynak temin edilmesine imkân sağlayacaktır.
SAĞLIKLI BÜYÜMEYE DESTEK
Bankacılık sektörü sağlıklı büyümenin sürdürülmesini önemsiyor ve destekliyor. Ekonomik büyüme, asli bankacılık faaliyetlerinin daha etkin yapılması, bilançoların büyümesi, kârlılıkların artması, özkaynakların büyümesi ve bankacılık sektörünün kredi verme kabiliyetinin artması anlamına gelmektedir. Asıl olan bu karşılıklı ilişkinin doğru ve verimli tesis edilmesidir. Bu nedenle özkaynakların güçlü olmasına ve ekonomik faaliyet için ihtiyaç duyulan kredilerin büyümesini destekleyecek yeterlilikte bulunmasına çaba gösterilmektedir. Sermaye yeterliliği oranı yüksektir. Likidite iyi bir düzeydedir. Takipteki kredi oranı, öngörüler ile uyumludur. Yapılan stres testleri, özkaynak düzeyinin sağlıklı olarak sürdürülmesinde yönetilebilir makul bir düzeyde olduğuna işaret etmektedir. Takipteki krediler için düzenli ve yüksek oranlarda özel karşılık ayrılmaktadır. Borcu 100 milyon TL'nin üzerinde olan şirketler için finansal yeniden yapılandırmalar önemli ölçüde tamamlanmıştır. Borcu 25 milyonun üzerinde ve altında olan şirketler için çalışmalar devam etmektedir.
TÜRK LİRASI KREDİLER ARTIYOR
TL krediler artarken, yatırımların düşmesine bağlı olarak yabancı para krediler azalmıştır. Mevduat beklenenin üzerinde olumlu bir seyir göstermiştir. Para piyasalarında sakinlik arttıkça TL mevduat talebi hızlanmıştır. Bu nedenlerle krediler ile mevduat büyüklükleri arasındaki fark önemli ölçüde kapanmış, mevduat dışı kaynak talebi, özellikle dış borçlanma gerilemiştir. Kredi/ mevduat oranı düşmüştür.
TÜM SEKTÖRLERİMİZ KAZANACAK
Kredi hacmindeki yavaşlama, kredilerin vadesinin mevduata göre daha uzun olmasından dolayı faiz oranlarındaki yükselmesinin faiz marjına olan etkisi ve takipteki krediler için ayrılan karşılıklardaki artışa bağlı olarak aktif kârlılığı ve özkaynak kârlılığı düşmüştür. Faiz oranlarındaki düşüş ile TL'nin istikrar kazanması, dalgalanma bandının tek hanelere gerilemiş olması ve büyümenin yeniden başlamasının kredi hacmini ve riskleri olumlu etkilemesi sayesinde kârlılığın artması ve özkaynak büyümesini desteklemeye devam etmesi beklenmektedir. Sağlıklı büyüme ortamında ülkemizin ve tüm sektörlerimizin kazanacağına inanıyoruz.
DÜNYADAKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN İZLİYORUZ
Yurtiçinde yaşanan olumlu gelişmelerin yanında küresel gelişmelerin de performansımız üzerindeki etkilerini dikkatle değerlendiriyoruz. Dış piyasalarda öngörülebilirlik az ve riskler hala yüksek seyrediyor. Uluslararası kuruluşlara göre, gelişmiş ülkelerde faiz oranları düşük düzeyde kalmaya devam etse de küresel büyümede ve uluslararası ticarette önemli bir değişiklik beklenmiyor. Bu durumun büyümemiz üzerindeki etkilerini de dikkate alarak 2020'nin ekonomimiz açısından daha iyi bir yıl olacağına inanıyoruz.