Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan Sıfır Atık projesinden milyarlık dev kazanç elde edildi. Altıncı yılını tamamlayan proje, bu süre zarfında uluslararası alanda da bilinirliğini artırarak Birleşmiş Milletler (BM) seviyesinde destek gördü. Emine Erdoğan'ın BM Genel Sekreterliğinin özel davetlisi olarak geçen yıl eylül ayında katıldığı BM Genel Kurulu'nda 30 Mart, Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi.
Aynı zamanda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Emine Erdoğan'a yazılı olarak BM Sıfır Atık Danışma Kurulu başkanlığı teklifinde bulundu ve teklif üzerine Emine Erdoğan kurulun başkanlığını üstlendi.
Kurulun üyelerinden ve aynı zamanda Delaware Üniversitesi Coğrafya ve Çevre Bölümü Başkanı Prof. Dr. Saleem Ali, küresel çapta yürütülen sıfır atık çalışmalarını AA muhabirine değerlendirdi.
Atık kavramını, bir şeyin başka bir şeye dönüştüğü her türlü fiziksel aktivite sonucunda ortaya çıkan, karmaşık çıktı şeklinde tanımlayan Ali, sıfır atık hakkında ise "Hem enerji hem de materyal kullanımında en üst seviyede verimliliğe sahip olmayı istiyoruz. Sıfır atık, kısıtlı kaynaklarımızı en üst seviyede kullanmamızı sağladığı için çok güçlü bir konsept." ifadelerini kullandı.
"YOKSUL ÜLKELERİN SIFIR ATIK KONUSUNDA MUAZZAM BİR POTANSİYELİ OLABİLİYOR"
Sıfır atığın ABD'de popülerleşmesine ve daha çok gelişmiş ülkeler tarafından uygulanıyor olmasına karşın gelişmekte olan veya yoksul ülkelerin de pek çok noktada kaynaklarını verimli kullanarak küresel sıfır atık vizyonuna katkı sağladıklarını belirten Ali, şunları söyledi:
"Pakistan'daki çocukluğumu hatırlıyorum, atık ürünlerimizin kullanımı noktasında oldukça verimli davranıyorduk. Çöpe metal attığınızda biri gelip onu alırdı çünkü aslında ikinci el ürünler etrafında resmi olmayan bir ekonomi inşa edilmiş. İnsanlar yoksul oldukları için daha az atık çıkarmak adına ellerinden geleni yapıyorlar. Bazen yoksul ülkelerin sıfır atık konusunda muazzam bir potansiyeli olabiliyor. Biz şu an Amerika'da 'At gitsin' toplumunda yaşıyoruz ve insanlar yenilerini alabiliyor diye plastik tabaklarını bir çırpıda atabiliyor. Çok ucuz bir şekilde yeniden alabilirler ama yoksul insanlara geldiğimizde onlar o plastik tabağı kullanabildikleri kadar kullanacaklardır."
Sanayi faaliyetleri ve sistemsel oturmuşluk açısından gelişmiş ülkelerin bu konuda daha iyi olduğunu kabul ettiğini dile getiren Ali, "Bu ülkeler bunun takibini yapan düzenlemelere sahipler ve sanayi faaliyetlerinin de bu şekilde yapılması teşvik ediliyor." diye konuştu.
Daha az atık çıkması için daha dayanıklı malzemelerin üretilmesini sağlayan yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Ali, ayrıca ürünlerin bozulması halinde tüm üründen vazgeçmek yerine bozulan parçasının değiştirilmesi veya iyileştirilmesi alışkanlığının kazanılması gerektiğini vurguladı.
Ali, şöyle devam etti:
"Örneğin telefonunuzun bataryası bozuldu. Sadece bataryayı değiştirebilirsiniz. Öyle ki Avrupa Birliği bu konuda yasal düzenleme getirerek telefonların hepsinde değiştirebilir batarya kullanılması zorunluluğu getirdi. Çünkü tüm telefonu değiştirmek yerine sadece bataryayı değiştirmek daha sürdürülebilir. Tabii bunun için sistemsel bir değişim gerekiyor. Diyelim ki artık daha sağlam ürünler yapıyoruz, artık o kadar telefona, arabaya ihtiyacımız yok. Peki böyle olması durumunda bunları üreten fabrikalarda çalışan insanlara ne olacak? Böyle bir yola gitmek için bu insanların çalışabileceği başka iş alanları üretmelisiniz. Bu sebeple ekonomiyi çeşitlendirmeniz gerekli."
"TÜM İNANÇ SİSTEMLERİ BİZE DAHA SADE YAŞAMAMIZI SÖYLÜYOR"
Çeşitli ülkelerin sıfır atık seviyesine ulaşmak için 2030 ve 2050 hedefleri koyduğunu hatırlatan Ali, "Bu tarz hedeflerin olması güzel bir şey. Önemli bir Amerikan aktivistinin bir sözü vardır. 'İdealler yıldızlara benzer. Onlara hiçbir zaman ulaşamayız ama rotamızı onlara göre belirleriz.' Bu yüzden sıfır atığın bizim için çok önemli bir rota olduğunu düşünüyorum. Tamamen ulaşamasak bile çok yakınına gelebiliriz ve nihai isteğimiz bu yönde olmalı." ifadelerini kullandı.
Toplumsal değerlerin de insanları israftan kaçınmaya teşvik ettiğini belirten Ali, "Örneğin Türkiye Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir ülke. İslam etiğinde en az seviyede israf yapılması gerektiği çok açık. İsraftan kaçınılmasını teşvik eden pek çok hadis ve ayet var. Aslında tüm inanç sistemleri bize daha sade yaşamamızı söylüyor. İster seküler bir ahlak değerinden gelsin ister bir inanç yaklaşımından gelsin doğru olan bu." değerlendirmesinde bulundu.
SIFIR ATIK PROJESİ İLE 6 YILDA EKONOMİYE 96 MİLYAR LİRALIK KATKI
Gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir dünya bırakma" amacıyla 6 yıl önce hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi'yle bugüne kadar toplanan 45,5 milyon ton geri kazanılabilir atık ile 96 milyar lira ekonomik kazanç elde edildi.
Tanıtımı 26 Eylül 2017'de yapılan ve aşamalı olarak, mahalli idareler, kamu kurumları, limanlar, havaalanları, otogarlar, tren garları, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri, hastaneler, turizm tesisleri ve büyük iş yerleri gibi atık çeşitliliğinin fazla olduğu kurumsal noktalarda uygulanan projenin, Türkiye genelinde yaygınlaştırılması hedefleniyor.
172 BİN BİNA SIFIR ATIK SİSTEMİNE GEÇTİ
Projenin başlangıcından bu yana sıfır atık yönetim sistemine geçen bina ve yerleşke sayısı 172 bini buldu.
Sıfır atık konusunda yaklaşık 19 milyon 500 bin kişiye eğitim verildi. 2017'de yüzde 13 olan geri kazanım oranı 2021'de yüzde 27,2'ye, 2022'de ise yüzde 30,13'e yükseldi. Geri kazanım oranının bu yıl yüzde 35'e, 2035'te ise yüzde 60'a çıkarılması hedefleniyor.
Projenin uygulanmaya başladığı 6 yıllık süreçte 25,4 milyon ton kağıt-karton, 6,6 milyon ton plastik, 2,6 milyon ton cam, 0,7 milyon ton metal ve 10,2 milyon ton organik ve diğer geri dönüştürülebilir atık olmak üzere toplam 45,5 milyon ton geri kazanılabilir atık, Bakanlıktan lisans almış işletmelerce geri kazandırıldı. Toplanan bu atıklardan 96 milyar lira ekonomik kazanç elde edildi.
Ayrıca 703 milyon kilovatsaat enerji tasarrufu, 711 milyon metreküp su tasarrufu, 82 milyon metreküp depolama alanından tasarruf sağlandı, 4,9 milyon ton sera gazı salımı önlendi.
Projenin uygulanmasıyla 432 milyon ağaç kesilmekten kurtarıldı, 108 milyon varil petrol tasarruf edildi.