Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Annesinin gözünden Mustafa Kemal

Birkaç iyimser denemenin dışında, hatalarıyla sevaplarıyla henüz tam manasıyla bir Mustafa Kemal Atatürk filmi izleyememiş olan bir nesiliz. Bu konuda pek de umutsuz değilim açıkçası ancak Disney'in eline yüzüne bulaştırdığı Atatürk filmi projesi dışında cumhuriyetimizin 100. yılında bir Mustafa Kemal filmi beklerdim doğrusu. Neyse ki cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'ı merkezine alan, 'Zübeyde Analar ve Oğullar' filmi bu büyük boşluğu dolduracak. Malum, Zübeyde Hanım'la ilgili bilgiler, okul sıralarında öğretilenlerden ibaret. Yapımcılığını Nuri Yıldırım ve Alper Tosun'un üstlendiği, yönetmen koltuğunda Cenk Yaz'ın oturduğu film, hem onu yakından tanımamızı hem de Mustafa Kemal'i anlamamızı sağlayacak. Film, Balkan Savaşı yenilgisiyle tek bir mermi atılmadan Yunanistan'a terk edilen Selanik'ten göç etmeye zorlanan Müslüman Türklerin dramı üzerinden Zübeyde Hanım'ın, savaşlar, salgın hastalıklar, göçler ve yokluk içinde altı çocuğundan dördünü ve eşini kaybetmesini, 'Mustafa'sını nasıl yetiştirdiğini beyaz perdeye aktarıyor.




OYUNCULUKLAR BAŞARILI
Aslıhan Güner'in 'Zübeyde' karakterine hayat verdiği filmde Alican Yücesoy da 'Mustafa Kemal'i canlandırıyor. Bu tarz biyografik filmlerde oyuncuların fiziksel benzerliği öncelikli koşulmuş gibi düşünülür. Oysa benzerliğe değil karakterin ruhuna bakmak gerekir. Burada hem fiziksel benzerlik hem de iki başrolün inanılmaz performansı söz konusu. Rollerin ciddiyetini kavrayıp öyle itidalli davranmışlar ki, ne bir eksik ne bir fazla, tam kıvamında. Yani büyük oynayarak çok abartılacak rolleri minimal oynayıp seyirciyi duyguya ve o ana çekmeyi başarıyorlar. Bu açıdan iki başrolü de tebrik ediyorum. Ragıp Bey'e hayat veren Emre Kınay ile Mustafa'nın kardeşi Makbule'yi canlandıran Sitare Akbaş da ikna edici oyunculuklarıyla öne çıkıyor. Osmanlı'nın son dönemlerinde karışıklık içindeki Selanik'te başlayan film Cumhuriyet'in ilanına kadar olan süreci anlatıyor. Oğlu Mustafa Kemal, Yarbay unvanıyla Çanakkale'de destansı zafer elde ettiğinde, Kafkas cephesinde tüm ailesini kaybeden Abdurrahim'e sahip çıkıp İstanbul'a getirdiğinde, Samsun'a çıkmak istediğinde, Padişah tarafından hakkında idam fermanı verildiğinde, Zübeyde Hanım ne tepki veriyor, tüm bu tarihi olayları nasıl karşılıyor, onu görüyoruz filmde. Yanı sıra Zübeyde Hanım'ın "Sarı Paşa"sı ile yaşadığı çatışmalar, onun uğruna verdiği mücadele, ona ettiği dualar, dirayeti ve cesareti aktarılıyor ve bu da seyirciye direkt geçiyor. Mustafa Kemal'e ve bir ulus için yaptıklarına annesi üzerinden bakma fikri çok iyi işlemiş.




BÜTÜN ÇOCUKLAR İZLEMELİ
Hamasi duyguların peşine takılmaması filmin takdir edilmesi gereken belki de en önemli yanı... Yapımcı Nuri Yıldırım, çok rahat propoganda filmi olabilecek nitelikteki filmi, bir partinin belli bir zümrenin değil, tüm Türkiye'nin sahip çıkacağı o ince çizgide tutmayı başarmış. O yüzden yapımcının duruşunu takdir ediyorum. Özellikle ilköğretim çağındaki bütün çocukların, tarih kitaplarında yazanın ötesinde neler olduğunu anlamaları için bu filmi izlemeleri gerektiğine inanıyorum. Ben kızlarımı alıp filmi tekrar izleyeceğim. Öte yandan filmden elde edilecek gelirin bir kısmı, Zübeyde Hanım'ın sağlığında elini hiç çekmediği ve hatta sağlığında bileziklerini, vefatından sonra da belli bir miktar para bağışı yaptığı Darüşşafaka'ya aktarılacağını da ekleyeyim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA