Bir süredir karşımıza daha sık çıkan 'paylaşım ekonomisi'ne ilişkin bildiklerimizi tamamen unutacağımız bir dönem geldi, geçiyor bile. Mesele ev/işyeri ya da otomobil kiralamayı çoktan geçti ve öyle bir boyuta geldi ki; her gün giydiğimiz denim (kot) pantolanların bile kiralandığı bir zamandayız. Hatta artık giyim markalarına tıpkı internet, televizyon ya da telefon için yaptığımız gibi aylık ücret ödeyerek abone olabiliyoruz.
Pandemiydi, iklim kriziydi derken, neredeyse her şeyin yeni halini öğrendiğimiz bir dönemdeyiz. INBUSINESS Dergisi, işte bu yeni dönemde (en basit tabiriyle) eski ile yeni arasında tercih yapmak zorunda kalacağımız 2022 ve sonrasının ikilemlerini kapsamlı bir araştırma dosyası ile ele aldı. Araştırmada, metaverse evreninden, yeşil mutabakata, kripto paralar-geleneksel varlıklar ikileminden, gıda sektörünün dinamiklerine, enerjide beklenen değişimden, iklim krizine ve hatta tatil yapma anlayışımızdan, psikolojik sorunlarımıza kadar iş dünyasını ve günlük hayatımızı etkileyecek tüm trendler incelendi.
Dosyada, 'Sahip olmak mı-erişim mi' sorusuyla formüle edilen ikilemde ise iklim krizinin tehditlerine rağmen halen sahip olmanın peşinde olanlar ile sürdürülebilir bir dünya için ürün ve hizmetleri paylaşmayı yani erişimi yeterli bulanların argümanları ortaya kondu.
Bu arada emin olun yarınlara daha iyi bir dünya bırakma konusunda son derece duyarlı bugünün gençleri, paylaşmayı tercih ediyor. (Hem de çoğu tek çocuk olmasına rağmen!)
Gençlerin bu eğilimi ve iklim krizinin dayatmasıyla yepyeni iş modelleri de yavaş yavaş belirmeye başladı.
INBUSINESS'ın içerik ortağı MIT Sloan Management Review'un sürdürülebilirlik ve paylaşım ekonomisiyle ilgili araştırmasında bu yeni iş modellerine ilişkin oldukça ilginç örnekler yer alıyor. Örneğin kiralık kot pantolon üreten Hollandalı MUD Jeans ve ayda 88 dolara 6 aylığına 6 parça kıyafeti kiralama imkanı sunan Nuuly'nin iş modelinin detayları oldukça ilgi çekici. Bizde de olan bazı internet üzerinden kıyafet kiralama uygulamalarından oldukça farklı olan bu model şimdilik 'Netflix modeli' olarak anılıyor. Yüksek maliyetlerin paylaşılarak erişilebilir hale geldiği bu modelin ana motivasyonu sürdürülebilirlik.
Bu modelde abonelik ücretini arttırarak daha fazla kıyafet edinme imkanı sunuluyor. Tıpkı daha fazla ücret ödeyerek internet ya da telefon paketinizi yükseltebildiğiniz gibi. Sürdürülebilir iş modellerinin maliyetlerini tüketiciye yansıtmadan nasıl karşılayacağını düşünen iş liderlerine INBUSINESS'ın ocak sayısında yer verdiği bu araştırmayı mutlaka okumalarını öneririm.
INBUSINESS'ın bu ay kapağına taşıdığı, Türkiye ile birlikte 22 ülkede lider moda perakendecisi LC Waikiki'nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük'ün, şirketi 35 milyar TL ciroya taşıyan büyüme stratejisini, hızlı mağazalaşma sırlarını ve yıllık 600 milyon adetlik üretim operasyonunun merak edilen ipuçlarını ilgiyle okuyacağınıza eminim.
