Kredi derecelendirme kuruluşları çok tepki çekiyor. Türkiye olarak ne yapacaksınız? Dünya finans sisteminin kredi derecelendirme kuruluşlarına bağımlılığının azaltılması ve yeni değerlendirme sistemleri oluşturulması konuşuluyor. Bu kuruluşların güven sıkıntısı var ve yerlerine yeni bir şey konmalı. Normalde kredi notu önden gider, bir ülkenin geleceğini anlatır. Ama bunlar geriden geliyor. Krizleri öngöremiyor, hatta batıyorlar. Dünyada herkes, Türkiye'nin kredi notunun olması gerekenin altında olduğunu söylüyor. Bizi krizdeki ülkelerle yan yana koyuyorlar. Oysa şu anda Avrupa'nın 11-12 ülkesinden daha güvenilir durumdayız. Ama notumuz daha düşük. Örneğin, İtalya iki yıl vadeli borçlanırken Türkiye'den daha fazla faiz ödüyor. Türkiye 4 ödüyor, İtalya 5.7. Bizim notumuz aslında en az BBB olmalı. Güven olunca para da geliyor. Ağustostan önce 2 milyar dolar çıkış oldu. Ama sonra daha fazlası döndü.
Küresel krizde dünya nereye gidiyor, Türkiye'ye etkisi ne zaman ve nasıl görülecek? Büyük şirketlere, KOBİ'lere ve vatandaşa neler önerirsiniz? Dünya ekonomisi bir daralma dönemine girebilir. Dünyada henüz iyimser beklentiler varken biz önlem aldık. Başkan Obama, önceki gün 447 milyar dolarlık yeni tedbir paketi açıkladı ama yeterli güveni veremedi piyasaya. Çünkü, "Kongre'den umarım hızlı geçer" dedi. Karar alıcılar ABD'de de, Avrupa'da da güçlü değil. Yapılması gerekenleri yapabilecekleri konusunda endişelerimiz var. Yunanistan AB'ye söz verdiği şartları yerine getirmiyor. Avrupa Merkez Bankası sürekli İtalya ve İspanya devlet tahvillerini topluyor. Aksi halde faizleri öyle yükselir ki iki ülke de ödeyemez duruma gelir.
Türkiye'nin durumu nedir? Türkiye, finans sistemiyle ve ticaret kanallarıyla Avrupa ve ABD'ye bağlı. Her karara karşı senaryolarımız hazırlanıyor. Türkiye için "2012'de büyümede yüzde 5'in altı sürpriz olmamalı" dedim. Bu oran birçok Avrupa ülkesi için özenilecek bir büyümedir. Olası gelişmelere karşı şirketlere de halka da tavsiyemiz aynı: 1- Geliriniz kadar harcayın. 2- Yabancı parayla borçlanmayın, TL ile borçlanın. 3- Parası olan tek bir alana yatırmasın, çeşitlendirsin. 4- Kredi kullanırken hesabınızı iyi yapın. 5- İsraf etmeyin, verimli olun.
Dolar çok mu yükseldi? Dönem dönem piyasada yönsüzlük oluşabiliyor, piyasa oyuncularının kafası karışabiliyor. Böyle zamanlarda Merkez Bankası çıkıp yön gösterebiliyor. Merkez'in, "Dolar olması gerekenden yüzde 5-10 daha değerli" demesi ondan.
Libya'ya 1.100 kg dolar gönderdik
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Bingazi'ye nakit 100 milyon dolar götürdüğü iddia edilmişti, doğru mu? Libya'daki Ulusal Geçiş Konseyi'ne üç ayrı yüz milyon dolar sözü verdik. Biri TİKA bütçesinden proje finansmanı şeklinde. İkinci yüz milyonluk dilim kredi olarak nakit. Maaş dağıtımı gibi öncelikli konularda kullanıldı. Üçüncü yüz milyonluk dilim ise yine yine kredi ve gıda, ilaç, yakıt gibi ihtiyaçlar için verildi. Karşılığında Libya'nın Türkiye'deki hesaplarını teminat olarak aldık. Bu rakamdan çok yüksek hesapları var. Sayın Davutoğlu gittiğinde paranın çoğu dağıtılmıştı. Aslında hepsini birden istediler ama ben, 'uçak düşer müşer' diye vermedim. Çünkü yüz milyon dolar nakit yaklaşık 1.100 kg. Önce on milyon dolar gönderdik, 100 kg. tutuyordu. Sonra üç kez 30'ar milyon dolarlık dilimleri burada teslim ettik.
Ağustos böceği değiliz
Sizin için 'Aşırı ihtiyatlı gidiyor, bu yüzden ekonomiyi de frenliyor' diyorlar... Bana açıkça böyle gelip söyleyen yok. Biz ağustos böceği gibi davranamayız. Ülkenin uzun vadeli çıkarlarına bakıyoruz. On yıl sonraki Türkiye'yi hesaplıyoruz. Yoksa geçici güzellikler yaşatabiliriz ama...
Ekonominin nabzını tutmak için görüştüğünüz kimseler var mı, örneğin esnaftan, iş dünyasından... Yapıyorum. Telefon açıp soruyorum, onlar da açıkça cevap veriyor. Mesela OSTİM'in elektrik tüketimi her ay bana gelir. Bu bir ölçü. Babamla da ayda bir iki konuşuruz ama prensip olarak işten konuşmayız. Esnaf olarak bir şikâyeti yok.
Cari açık riski azalıyor mu? Bu yıl 70 küsur milyar dolar açık çıkar. Ama gelecek yıl anlamlı bir düşüş olacaktır. Rakam vermeyeyim. Kur artışı ihracatı sanıldığı kadar olumlu etkilemedi ama özellikle ithalat kanalından cari açığı düşürücü etkileri görülmeye başlandı. Bir de genel ekonomik aktivite, büyüme düşeceği için cari açığı da düşürecek.
Başbakan 'teğet bile geçmeyecek' sözüyle ne demek istedi? Orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisi üzerinde kalıcı bir etkisi olmayacak, demek istedik. Biz, orta vadeli programı iki yıl önce yaptık. ABD hâlâ hazırlayamadı.
İsrail' le büyük ekonomik bağımız yok
İsrail'le ilişkilerin en alt düzeye indirilmesi ekonomik olarak Türkiye'ye ne kaybettirecek? İsrail'le büyük ekonomik bağımız yok. Finans ilişkimiz yok gibi bir şey. Bunların hepsini biz Ahmet Bey'le (Dışişleri Bakanı Davutoğlu) oturduk konuştuk. Türkiye'nin tavrı söz konusu olunca bunlar önemli değil.