''Türk Boğazlarından yaklaşık 150 milyon ton petrol geçerek, dünya pazarlarına ulaştırılıyor''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Boğazlarından yaklaşık 150 milyon ton petrol geçerek, dünya pazarlarına ulaştırıldığını belirterek, ''Türk boğazlarındaki tanker trafiğinin oluşturduğu tehlikenin bertaraf edilmesi amacıyla boğazların kullanılması yerine 'by-pass' boru hatlarına ağırlık vermek zorundayız. Benzer şekilde, Türk Boğazları üzerindeki trafiği artıracak LNG terminalleri yerine by-pass nitelikli doğal gaz boru hatlarının yapılmasını da destekliyoruz'' dedi.
Türk hükümeti ile Atlantic Council Dinu Patriciu Eurasia Center işbirliğinde, çok sayıda bölgesel ve uluslararası kurum ve kuruluşun desteğinde düzenlenen 3. Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu'nun açılışında konuşan Erdoğan, Türkiye'den, Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Kerkük-Yumurtalık gibi, enerji zengini bölgelerdeki kaynakları dünya pazarlarına ulaştıran petrol ve doğal gaz boru hatları geçtiğini anlattı.
Dolayısıyla Türkiye'nin transit ülke olma özelliğinin çok çok büyük ve güçlü olduğunu kaydeden Erdoğan, bunlara ilaveten, Türk Boğazlarından yaklaşık 150 milyon ton petrol geçerek, dünya pazarlarına ulaştırıldığını söyledi.
İklim noktasında hassasiyet gösteren dünyanın, özellikle çevre tehdidi noktasında böyle bir tehdidin altında olan güzel İstanbul ve Türkiye'nin konumunu da masaya yatıracağını ifade eden Erdoğan, Türk Boğazlarında giderek artan tanker trafiğinin İstanbul halkı, Boğazlardaki seyrüsefer güvenliği, çevre, kültürel ve tarihsel varlıkları için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini söyledi.
Her ne kadar, İstanbul Boğazı'na paralel bir kanal, yani ''Kanal İstanbul Projesi''ni planlasalar da devasa büyüklüğüyle bu projenin belli bir zaman alacağının da yadsınamaz bir gerçek olduğunu kaydeden Erdoğan, Türk Boğazlarındaki tanker trafiğinin oluşturduğu tehlikenin bertaraf edilmesi amacıyla Boğazların kullanılması yerine ''bypass'' boru hatlarına ağırlık vermek zorunda olduklarını belirtti.
Erdoğan, Türk Boğazlarında meydana gelmesi yüksek bir kaza riskine karşı İstanbul halkını, kentin kültürel varlıklarını ve ekolojisini korumanın Türkiye'nin en tabiİ hakkı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Benzer şekilde, Türk Boğazları üzerindeki trafiği artıracak LNG terminalleri yerine bypass nitelikli doğalgaz boru hatlarının yapılmasını da destekliyoruz. Avrupa'nın enerji arz güvenliğinde Türkiye olarak önemli sorumluluk yüklenmeyi arzuluyoruz.
Doğalgazda Avrupa'ya dördüncü bir arter oluşturmak, hedeflerimiz arasında bulunuyor. İşte bu amaçlarla, Hazar havzası ve Ortadoğu doğalgaz kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya erişimini sağlayacak Güney Gaz Koridoru'nu hayata geçirmeye büyük önem veriyoruz. Güney Gaz Koridoru'nun gerçekleşmesi, Türkiye için olduğu kadar, Avrupa Birliği'nin enerji güvenliği bakımından da önem taşıyor. Ülkemiz, başta Nabucco olmak üzere Türkiye üzerinden geçecek tüm güney gaz koridoru projelerini desteklemeye devam edecektir.
Şahdeniz Faz 2 kapsamında elde edilecek doğalgazın 6 milyar metreküplük bölümünün Türkiye'ye satışı, 10 milyar metreküplük bölümünün Türkiye üzerinden Avrupa'ya transit taşınmasına ilişkin olarak tüm taraflar arasında mutabakata varıldı. Bu konuda bir hükümetlerarası anlaşma ile detaylı teknik sözleşmeler 25 Ekim 2011 tarihinde İzmir'de imzalandı. Türkiye bu anlaşmalar ile Şahdeniz Faz 2 yatırım kararının alınmasına büyük bir katkıda bulundu. Böylelikle bir yandan Hazar havzasındaki ekonomik gelişmeye diğer yandan da kendimiz ve Avrupa'nın enerji arz güvenliğine önemli bir katkı sağlamış olduk. Nabucco'nun yanı sıra Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattı da Güney Gaz Koridoru'nun kayda değer halkalarından birini teşkil ediyor. Türkiye-Yunanistan bağlantısı 2007 yılında tamamlanan hattın, İtalya bağlantısının da öngörülen takvim içerisinde tamamlanmasını umuyoruz.''
''Enerji, işbirliği unsuru olmalı''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, enerjinin, bir rekabet unsurundan çok, gelişen dünyada bir işbirliği unsuru olması gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Enerji meselelerinin artık bir tehdit unsuru olarak görülmemesi gerekir, enerjiyi dünya barışına katkıda bulunacak bir unsur olarak sunmak bizim dünya barışına sağlayacağımız en büyük katkı olacaktır. Uluslararası işbirliğine, üretici, tüketici ve transit ülkeler arasındaki diyaloğun güçlendirilmesiyle kalıcı olarak çözülebileceğine olmazsa olmaz bir şart olduğuna inanıyoruz. Türkiye olarak, küresel refah adına, bölgesel refah, istikrar ve barış adına, enerji arz güvenliği konusunda yapıcı katkılar vermeye devam edeceğiz. İnsan unsurunu göz ardı etmeden, insan odaklı bir büyüme anlayışıyla, barışı, dayanışmayı öne çıkaran politikalarımızı ısrarla sürdüreceğiz. Bu forumun, bölgemizin refah, barış ve istikrarına katkıda bulunacak sonuçlara ulaşmasını diliyorum.''