Anlaşmalı olarak mevduata düşük, krediye yüksek faiz belirlemekten suçlu bulunan bankalara milyonlarca dava geliyor. 1.1 milyar lira ceza kesilen 12 bankada mevduatı bulunanlar, bu kurumlardan kredi çekenler ve halka açık olanların hissedarları zararlarını tazmin ettirmek için mahkemeye gidebilecek. Yüksek faiz nedeniyle batan şirketler 'itibar' davası açabilecek. İlk hamleyi ANGİAD yapıyor.
Üç kanun mahkeme yolunu açıyor
Faizde
manipülasyon yaparak rekabeti ihlal ettiği tespit edilen bankalara ilişkin açılacak davalarda Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Sermaye Piyasası Yasası belirleyici olacak. Ceza alan bankaların müşterileri, Rekabet Kanunu'nun (RK) 57 ve 58'inci maddelerini baz alarak uğradıkları maddi zarar karşılığında tazminat isteyebilecek. Türk Ticaret Kanunu'nun 553'üncü maddesi göz önüne alınarak banka yöneticileri aleyhine dava açılabilecek. Sermaye Piyasası Kurulu'nun da ceza alan halka açık banka yöneticilerini 'mal varlığını zarara uğrattığı' gerekçesiyle görevden alma yetkisi bulunuyor.
Yöneticiler de sorumlu
RK'nın 57 ve 58'inci maddelerine göre rekabeti bozan ve kısıtlayanlar, bu eylemden dolayı zarar görenlerin zararını tazmine mecbur. Zarar görenler bu nedenle banka aleyhine 3 katı kadar tazminat davası açabilir. TTK ve SPK yasaları, faizi ortak belirleyen banka yöneticilerine de dava açılabilmesini mümkün kılıyor. TTK'nın 553'üncü maddesinde "Yöneticiler şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verdiği zarardan sorumludur" deniliyor. SPK Kanunu'nun 92'nci maddesinde ise kurulun sermaye veya mal varlığının azalmasını tespit etmesi halinde yöneticilerin imza yetkisini kaldırmaktan görevden almaya kadar birçok yaptırım hakkı bulunuyor.
İlk adım ANGİAD'dan
Rekabet Kurulu'nun bankalara verdiği cezadan sonra ilk harekete geçen iş dünyası oldu. Bankaların para cezası alması durumunda Avrupa'da olduğu gibi 'kamu davası' açacaklarını belirten Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) düğmeye bastı. Dernek Başkanı Abdullah Değer, "Alacak davalarıyla ilgili olarak Ankara Barosu'yla pazartesi günü toplantı yapacağız. Yüksek faizden doğan parasal zararların dışında, bu nedenle iflas eden işadamları için itibar davaları açılacak" dedi. Konuyla ilgili olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) sessiz kalmasını da eleştiren Değer, "Avrupa'da bankaların yaptığı 'faiz ortaklığını' önce Avrupa Birliği'nin BDDK'sı ortaya çıkardı. Bizde BDDK, bankaları denetlemesi gerekirken, onları koruyan bir yapı içine girmiş gibi görünüyor. Pazartesi günü Mukim Öztekin'den randevu isteyeceğiz" diye konuştu. Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya da, binlerce üyenin yüksek faiz nedeniyle haksız yere battığını ve ticari itibarlarını kaybettiğini söyledi. Kaya, "Üyelerimiz itibar davası açmak istiyor" dedi.
Rekabet insaflı bile davrandı
Ekonomi
Bakanı Zafer Çağlayan, Rekabet Kurulu'nun bankalara verdiği para cezasıyla doğru bir iş yaptığını belirterek, "Hatta son derece de insaflı davranmıştır. Vatandaşı mağdur edeni de mutlaka cezalandırması gerekir" dedi. "Rekabet Kurulu süs olsun diye kurulmadı" diyen Çağlayan, "Görevlerini yaptılar. Bugün eğer bankacılık sisteminde belli bankalar rekabeti ihlal ediyorsa, hiç kimse kusura bakmasın, gereken ceza mutlaka verilmelidir" diye konuştu.
Ceza piyasayı bozmaz
Actecon
Rekabet ve Regülasyon Danışmanlık Şirketi ortaklarından Dr. Fevzi Toksoy, bankaların ceza kararından sonra rekabet kurallarıyla birlikte yaşamak zorunda olduğunu ve bundan sonraki faaliyetlerinin sürekli mercek altında tutulacağını belirtti. Toksoy, cezanın Rekabet Kurulu'nun şimdiye kadar verdiği en yüksek rakam olduğunu, ancak bunun yine de bankaların iddia ettiği gibi piyasada istikrarı bozacak seviyede bulunmadığını bildirdi. Toksoy, "Bankalar pazartesi itibarıyla rekabet politikalarını gözden geçirerek kurumsal yaklaşımlarını netleştirmeli. Kurulun ceza vermeyi kafasına koyduğu yaklaşımı yanlış" dedi.
İtibar zedelendi
Rekabet Kurulu'nun kararını hayal kırıklığıyla karşıladıklarını belirten Türkiye Bankalar Birliği (TBB) "Adil değil yargıya gideceğiz" açıklaması yaptı. Rekabet Kurulu'nun kararı alırken sektörü tam olarak değerlendirmediğini iddia eden TBB'nin açıklamasında şöyle denildi: "Kararın temelini teşkil ettiği ileri sürülen, aslında delil niteliği tartışmalı yazışmalar, iktisadi hiçbir neden ve sonuçla da ilişkilendirilmediğinden ikna gücünden yoksundur. Var olduğu iddia edilen anlaşmaları, iktisadi gerçekler doğrulamamaktadır. Karar sektörümüzün itibarını yok yere zedelemektedir. Gerçekleri yansıtmaktan uzak, tutarsız, hukuki dayanakları açısından adaletsizdir. Bu haliyle sektörde güvensizlik yaratmıştır."