Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğünce doğal sit alanları, tabiat varlıkları, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanlardaki doğal değerlerin ve biyolojik çeşitliliğin tespiti, korunması, geliştirilmesi ve yönetimi için her türlü araştırma faaliyetleri yürütülüyor.
Çalışmalar kapsamında biyolojik çeşitlilik kaybını önlemek, bitki ve hayvan türleri ile bunların doğal yaşam ortamlarını muhafaza etmek, koruma alanlarında sürdürülebilir kullanımı sağlamak ve çevre koruma anlayışını geliştirmek amacıyla ülke genelinde bazı alanlar koruma altına alınıyor.
Türkiye'de sit alanları, 2011 yılına kadar birinci, ikinci ve üçüncü derece doğal sit alanları olarak üç statüde değerlendirilirken, bu alanlarda koruma ve kullanma koşulları ilke kararıyla belirleniyordu.
Tüm sit alanlarında, 2011 yılından itibaren uluslararası kriterler gözetilerek yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda bu ayrım "Kesin Korunacak Hassas Alan", "Nitelikli Doğal Koruma Alanı" ve "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı" olarak yeniden tanımlandı.
Alanlara ilişkin koruma ve kullanma koşulları ise 2012'de çıkarılan yönetmelik ve ilke kararlarıyla belirlendi.
1,777 KİLOMETREKARE ALAN "DOĞAL SİT ALANI" OLARAK TESCİLLENDİ
Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar neticesinde, bu yıl 1,777 kilometrekarelik alanın daha eklenmesiyle Türkiye'deki "doğal sit alanı" büyüklüğü 28 bin 907 kilometrekareye ulaştı.
Ayrıca 851 kilometrekare alan "Nitelikli Doğal Koruma Alanı" ve 457 kilometrekare alan ise "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı" olarak tescil edildi. "Kesin Korunacak Hassas Alan" sayısı ise 617'ye, büyüklüğü 443 kilometrekareye yükseldi.