Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Yeni dünyanın yeni sancağı: Pax-Ottomana

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Rotası kudret tutkusu olan hayattaki değişim ve dönüşümün temel enerjisi, ruhu ve beyni daha çok söze, söyleme, retoriğe, terim, tasvir ve kavramlara yani ideoloji, fikir veya mefkurelere bağlıdır. Her dönüşüm bu literal sistematiğe dayanarak kendini dile getirir. İktidarını önce dilde kurar. Dünyasını kelimelerle, mecaz, kavram ve sözle inşa eder.
Fakat bir mefkûreyi kuvveden fiile çıkarmak yani düşünülen, tasarlanan şeyi hayata geçirmek ve gerçekleştirmek için literal güçten çok daha fazlasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda gerçek dönüşümün kılıcı ise bedendir yani sıkılan yumruk ile ifade edilen fiziksel tavırdır, çelikten iradedir.
Bu teorik çerçeveden bakınca 61 yıldır Alevi-Nusayri korkusunu sömüren Beşar Esad rejiminin devrilmesi bölgesel ve küresel statükoda devam eden değişimin iki ayrı dinamiğinin mahiyetini bir kez daha net şekilde kavramamızı sağladı.
Kuşku yok ki bütün köklü değişimleri kavramsallaştırmalar ve soyut tanımlamalar yerine sembolik güce sahip somut gelişmeler, vakıa ve hadiselerle algılarız. Haliyle olaylar olgunun, algılar bilginin, mecazlar literalin ve imajlar da imgenin önüne geçiyor.

***

Suriye özelinde de gördüğümüz şey budur. Ortadoğu'nun küçük kozmosu olan Suriye'deki devrim, 11 Eylül saldırıları, Berlin Duvarı'nın yıkılışı veya SSCB'nin çöküşü gibi dünyanın gidişatını değiştirmiş tarih gelişmelere eşdeğer bir niteliğe, domino etkisi yüksek bir mahiyete ve sembolizme sahiptir.
Dolayısıyla Suriye'deki gelişmeler Türkiye'nin merkezinde yer aldığı iki köklü küresel değişime işaret ediyor. İlki Pax-Ottomana ile nitelenen Türkiye'nin bölgesel ve küresel dengelerdeki yükselişini simgeliyor. İkincisi de küresel statükoyu temsil eden Pax-Americana'nın gerileyişine işaret ediyor.
ABD'nin liderlik ettiği Atlantik sistemi içinde yer alan Türkiye'nin hem mevcut Batılı statükoyu içeriden sarsması hem de bu statükoya dışarıdan basınç yapan Rusya ve Çin gibi revizyonist güçlerle de 'otonom bir stratejik' ilişki içinde olması bütün jeo-politik ezberleri bozuyor.
Bir bakıma küresel sistemin 'Siyah Kuğusu' konumundaki Türkiye, hibritakıllı güç senteziyle kalem ve kılıcı aynı anda kullanarak son yıllarda Afrika'dan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Ortadoğu'ya emperyal sistemin matematiğindeki sorunlu denklemleri çözüp yeniden kurarak tarih yazıyor.

***

Libya ve Karabağ'dan sonra Türkiye'nin Batılı dehşet dengesini altüst ettiği alanlardan biri de Suriye oldu. Yaptığı hamlelerle Türkiye hem Atlantik'teki 'müttefiklerini' değişime zorluyor hem de özerk bir ilişki içinde olduğu Rusya ve Çin gibi Batı ile rekabet halindeki aktörlere fark atarak özgünlüğünü ortaya koyuyor.
Bu da hemen her alanda Türkiye'nin cazibe merkezi olmasına yol açıyor. Nitekim Afrika'nın en güçlü ülkesi Libya'da sergilediği performansla Türkiye sadece kıtanın kuzeyinde değil doğusundaki küresel ticaretin can damarı konumundaki Afrika Boynuzu'nda da ABD'yi geride bıraktı.
Son olarak Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki on yıllık anlaşmazlığı bitirdi. Şimdi de Sudan ve BAE arasındaki buzların erimesi için çalışıyor.
Türkiye'nin varlığı Fildişi Sahili, Çad, Nijer, Gabon, Cibuti, Senegal, Mali ve Burkina Faso başta olmak üzere Fransa'nın Afrika'daki 'hegemonik çöküşünü' perçinledi. Kıtada Çin ve Rusya'ya karşı da Türkiye'nin mukayeseli üstünlüğü her alanda kendini belli ediyor.
Bu tablo bize Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'dan sonra yaptığı hamlelerle elde ettiği jeopolitik kazanımların sadece Suriye ile sınırlı kalmayacağını gösteriyor.
Libya ve Karabağ nasıl Türkiye'nin Kuzey Afrika, Kafkasya ve Orta Asya'daki nüfuzunu artırdıysa Suriye hamlesi de Ortadoğu, Körfez ve Doğu Akdeniz'deki Türkiye rüzgârlarının daha da güçlü esmesine yol açacaktır. Dolayısıyla adalet, barış ve özgürlüğü simgeleyen Pax-Ottomana sancağının bir asır sonra Asya, Avrupa ve Afrika'da yeniden dalgalanacağı bir geleceğe doğru ilerliyoruz.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Bercan Tutar | Yeni dünyanın yeni sancağı: Pax-Ottomana

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.