İsrail'in Katar'ın başkenti Doha'da Hamas liderlerine yönelik suikast girişimi en çok da Körfez ülkelerini şoke etti. Zira ABD'nin savunma şemsiyesi altındaki Katar'a yönelik saldırı Bahreyn, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Umman'da derin bir kırılmaya yol açtı/açacak.
Çünkü ABD'nin izni, yönlendirmesi ve imkânları olmadan İsrail'in böyle bir operasyona girişmesi çok zor. Her ne kadar ABD saldırıyı 'talihsiz kaza' diye nitelese de 'ayinesi' tam tersini söylüyor. Biliyoruz ki emperyal stratejide tesadüflere ve sürprizlere yer yoktur. Tesadüf denilen her şey birer 'planlı rastlantı'dır.
İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye yönelik başlattığı soykırım ile Suriye, Yemen, İran, Lübnan ve son olarak Katar'a yönelik saldırıları tamamen eşgüdümlü bir stratejinin ürünüdür. İsrail ve ABD'nin ortak operasyonlarıdır.
7 Ekim'den bu yana süren suikast, saldırı, bombardıman ve soykırım vahşetini sadece İsrail'e mal etmek safdillik olur. Hatta bu saldırıları CIA ve Pentagon'un istihbari ve lojistik desteği olmadan Mossad'ın tek başına yaptığına inanmak ise safdillikten öte jeopolitik bönlüktür.
***
Zaten Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in de dediği gibi İsrail şu an CENTCOM ile birlikte Batı'nın kirli işlerini yapıyor. Ama tek değil. Yanında, arkasında ve önünde ABD var. Haliyle Doha'daki saldırıda da beraberdiler. Kanıtı ise 9 Eylül'de Doha'ya yönelik saldırıdan 3 gün önce yani 6 Eylül'de CENTCOM'un yeni komutanı General Brad Cooper'ın Tel Aviv'de, İsrail'in Pentagon'u sayılan Kirya'da Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ile 'operasyonel işbirliği'ni görüşmesidir.***
Unutmayalım ki 5 Nisan 2022'de CENTCOM Komutanlığı'na atanan General Michael Kurilla, görevden ayrıldığı 8 Ağustos 2025'e kadar İsrail'i tam 5 kez ziyaret etti. Bu pek de olağan bir şey değil. Eskiden CENTCOM, İsrail'in semtine bile uğramazdı. Fakat şimdi yapışık ikiz gibiler. General Cooper'ın ayağının tozuyla ilk ziyaretini hem de Doha saldırısından hemen önce İsrail'e yapması zaten her şeyi açıklıyor.