Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Burası hastane öyle mi?.

Yani yazıklar olsun.. Yani acil bir durum olsa ölüp gidecektik.. Okan Üniversitesi Hastanesi'nden söz ediyorum.
Gazetede okudum. Ben genç atletizm yazarı, o milli gülleci diskçi iken, Ankara Müstakil Atletizm Sahasında hemen her gün buluşurduk, Tahsin Albayrak'la.. Cahit, Ekrem, Fahir, Çetin Şahiner başta dev atlet arkadaşlarımın son kalanlarındandı. Gazetede okudum ki, ciddi bir damar ameliyatı geçirmiş. Tuzla Okan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakımındaymış.
Yasemin'e "Ara hastaneyi hemen. Yoğun bakımdan çıkmışsa gideyim, çıkmamışsa, refakatçisine 'Geçmiş olsun' diyeyim" dedim.
Yaso'dan ses çıkmıyor.. Fırladım dışarı, yanına gittim.
Yaso kan ter içinde, iki numara ile boğuşuyor. Biri Hastane numarası.. 0216 494 65 26.. Öteki çağrı merkezi.. 444 9 863.. "Cevap alamıyorum" diyor..
Yahu hastaneden cevap alınmaz mı?. Ben oturdum telefonun başına..
0216'yı çevirdim. Bir mekanik ses.. Yarım saat konuşuyor. "Şunun için şuna, bunun için buna basın" diyor. Diyor da, "Danışma" diye bir numara yok.. Operatöre bağlanma da yok.. "Bir ses alayım da derdimi anlatayım" diye tüm numaraları denedim. "Aradığınız numara meşgul" diyor, çat kapanıyor.. Numara çalıyor, açılmıyor. Çat kapanıyor. Çıldırdım.. 0216 yok fiilen. Çalışmıyor ve suratına kapanıyor durmadan.
Geçtim çağrı merkezine.. Orda da durum ayni..
Mekanik ses.. Benim işime yarayacaklar hariç 9 tane işe yaramaz numara..
Gene ayni yola girdim. Tüm numaraları arıyorum ki, "Yaşayan bir ses" alayım ve derdimi anlatayım..
Altıncı numara açtı.. Bir kadın sesi.. Adını verdi.. "Nasıl yardımcı olabilirim" diye. Derdimi anlattım..
"Hastanın adı?."
"Tahsin Albayrak!."
Uzun bir sessizlik..
"Çıkmış efendim!."
"Nasıl yani?. Yoğun bakımdan taburcu mu etmişler?."
"Öyle efendim. Ekranda adı görünmüyor.."
Yani ekranda adı yok diye, "Çıktı" mı diyor yoksa..
"Ne zaman çıkmış hanım efendi?."
Bu defa daha da uzun bir sessizlik ve cevap..
"İlgili birimlere ulaşamıyorum. Bilemiyorum efendim.."
Bu Okan Üniversitesi'ni açıldığı yıllarda davet etmişlerdi, öğrencilerle konuşmak için. Ziyaret etmiş, 2007 Eylülünde bu sütunlarda "Okan Üniversitesi umut dağıtıyor" başlığı ile yazmıştım.
Kampüsü gezmiş, bayılmış, daha sonra, patron ve okula adını veren Bekir Okan'la yemek yemiştik. Antepli hemşerimdi. Onu da yürekten alkışlamıştım.
O Okan, bu Okan olmuş şimdi Bekir Hemşerim..
Telefona cevap verecek bir operatöre üç kuruş vermemek için her şeyi böyle saçma sapan programlanmış bir yapay zekaya bırakırsan bu oluyor işte..
Sana tavsiyem hemşerim, sakın ola bir yakınını "Okan Hastanesi"ne yatırma!.
Bir daha izini bulamazsın!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA