Fransa'daki Türk Mevsimi'nde epey bir yol alındı. Peki hayallerinizin neresindesiniz?
Aslında Fransa'da mevsim yapmak kolay değil, Türkiye mevsimi yapmak hiç kolay değil. İşin ilginç tarafı Türkiye Mevsimi'nin komiseri olan ben Fransızca konuşmuyorum. Araştırdık. Daha önce başka ülkelerin yaptığı hiçbir mevsimde Fransızca konuşmayan komiser olmamış. 9 ay boyunca Fransa'da şimdiye kadar yapamadığımızı yapmaya çalışmak olarak yola çıktık. Kolay hiç olmadı ama neticede oldu ve ben mevsimin esas meyvesini, 2011'de 2012'de alacağımızı düşünüyorum. Fransa ile Türkiye arasındaki kültür sanat ilişkilerine de mevsim çok önemli bir katkı yaptı. Fransa'daki bir çok kültür kurumu, ortak proje yapmak için Türkiye'deki kurumlarla temasa geçti.
Tüm bunlar mevsimin açtığı rüzgarla mı oluyor yani?
Tabii ki. Hiç olmayan şeyler oluyor. Türkiye Mevsimi sırasında kurulan ilişkilerden sonra bir çok ülkeden açtığımız sergileri o ülkelerde de açmamız yolunda davet alıyoruz. Mesela Bizans'tan İstanbul'a sergisi çok ilgi çekiyor. Kültür sanat alanında insanlar birbirini tanıdıkça işbirliğine daha açık oluyor. Eninde sonunda Fransa'da ekonomik alanda Türkiye ile işbirliğinden hoşnutsuz kalacağını hiç zannetmiyorum.
İKSV olarak size büyük iş düştü aslında, değil mi?
Bu işin çapı gerçekten çok büyük. Daha da büyük olabilirdi ama tabii hazırlanma süresi çok azdı. Biz Türkiye olarak bir çok şeyi son dakikada karar verip yapıyoruz. Ama neticede her şey yolunda gitti. Fransa tarafının komiseri de biliyorsunuz bir Türk(!) Espri bir yana Türk gibi biri. Türkçede konuşuyor yani.
Turizme katkısı olacak mı sizce?
Mevsim bittikten sonra Türkiye'ye gelen Fransız turist sayısında yüzde 10 artış olacak. Bunu iddia ediyorum. Fransa'da bu etkinlikleri yaptığımız yerlerde Türkiye ile ilgili kültürel faaliyetlerin çok önemli etkisi olduğunu gördük.