Birazdan röportajını okuyacağınız kişiyle konuşurken aklıma Robert Frost'un "Ormanda iki ayrı patika vardı ve ben en az ayak izi olanını seçtim. İşte farklılık budur." Dizeleri geldi. Girişimcilikle ilgili yaptıkları, bakış açısı ve yarattığı değer bana bunları düşündürdü. Kendisi girişimcilerin çok yakından tanıdığı bir isim: İhsan Elgin. Özyeğin Üniversite'sinin Girişim Fabrikasının koordinatörü ve aynı zamanda isim babası. Günleri, girişimci adaylarını dinlemekle geçiyor. Şimdi sizi Girişimcilik Fabrikasında neler olup bittiğini anlatması için İhsan Elgin'in röportajıyla baş başa bırakıyorum.
Eğitiminiz ve özgeçmişiniz öğrenebilir miyiz?
Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi bölümünden mezun olduktan sonra 8 sene çeşitli firmalarda kurumsal girişimcilik üzerine roller üstlendim. Kariyerime devam ederken Koç Üniversitesi'nde Yönetici İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı'nı (Executive MBA) tamamladım. Ardından Türk start-up'ı olan Kodalfa şirketinin kurulumunda yönetim ekibine katıldım. Kodalfa'nın 2008 yılında ABD'de, Climateminder Gurubu'nun altında faaliyete başlamasıyla, Climateminder'da kurucu ortak ve Türkiye'de sorumlu olarak çalışmaya devam ettim. 2010 yılında genç liderler ve girişimciler federasyonu Junior Chamber International tarafından düzenlenen "Yaratıcı Genç Girişimci" yarışmasının üç finalistinden biri seçildim. Şu anda da Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü olarak görev yapıyorum. Yenilikçi fikirlerin ticarileştirilerek tekno start-uplara dönüştürülmesi hedefiyle, Girişim Fabrikası'nın tasarım ve yönetim sürecini yürütüyorum. "Sermaye Bulma" ve "İş Modeli Oluşturma" üzerine dersler veriyor, buna ek olarak gerek üniversite öğrencileri gerekse üniversite mezunlarını girişimciliğe teşvik etmek ve onları girişimcilik hayatlarına hazırlamak için de "girişimci olmak" hakkında çeşitli seminerler düzenliyorum.
Bu işe başlamadan önce iş hayatında tecrübeniz oldu mu, nerelerde çalıştınız?
İş hayatına lisedeyken babamın İzmir Kemeraltı'ndaki esnaf dükkanında başladım. Ardından üniversitede okurken Vip Turizm'de ofis asistanılığı, American Life'de sigorta satıcılığı ve Verde Zeytinyağları'nda Pazarlama-Satış Müdürü asistanlığı görevlerini yürüttüm. Mezuniyetimden sonra Aygaz A.Ş.'de insan kaynakları bölümünde stajyerlik, bayi geliştirme departmanın yeniden yapılanma sürecinde sözleşmeli personel olarak çalıştıktan sonra otogaz pazarlama departmanının kuruluş ekibinde pazarlama sorumlusu olarak yer aldım. Son olarak da CRM departmanın kurulumunda yöneticilik yaptım. Daha sonra da Startup Kodalfa'da Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttüm.
Bu işe başlama fikri nereden geldi ve nasıl gelişti?
Girişimimizi Amerika'ya taşıdıktan sonra bir takım hatalar yapmıştık ve şirket batma noktasına gelmişti. Buradan edindiğim dersleri Üniversitelerde gençlere konuşmacı olarak anlatıyordum. Bir gün yolum Özyeğin Üniversitesi'ne düştü ve şu anda rektör yardımcısı olan yüksek lisanstan hocam, beni dekanlar ve rektörle tanıştırdı. Özyeğin Üniversitesinde bir kuluçka merkezi yapacaklarını ve bu işi yönetip yönetmeyeceğimi sordular. Bu sürecin sonunda kendimiz Girişimcilik Merkezi Direktörü olarak buldum ve 2011 Mayıs ayında da Girişim Fabrikası'nı hayata geçirdik.
Girişim Fabrikası nedir?
Girişim Fabrikası bir tekno girişimleri hızlandırma merkezidir. Online yapılan başvurulardan girişimci olma potansiyeli olan ve fikri gerçek bir problemi adresleyenleri seçiyoruz. Seçilenlerle iki hafta birlikte yoğun bir bootcamp yapıyoruz. Burada hedefimiz fikirlerindeki varsayımları doğrulatmak ve en uygun iş modelini ortaya çıkarmak. Özetle Girişimci adaylarının fikirlerini beraberce iş modeline dönüştürüyoruz. Daha sonra sunum yapan girişimcilerimizden seçilenlere Girişim Fabrikası'nda yer veriyor ve mentorluktan profesyonel desteklere (hukuk, mali müşavir gibi...) kadar birçok hizmet sunuyoruz. Bildiğiniz gibi dünya genelindeki istatistiklere göre girişim fikirlerinin %65'i ölüm vadisinin ilk aşaması olarak adlandırılan fikirlerin kurgulanmasından seri satışa geçiş aşamasında sona ermektedir. Bu oranın ülkemizde %90-95 seviyelerinde olduğu tahmin edilmektedir. Buna çözüm hedefi ile Girişim Fabrikası'nı ölüm vadisindeki köprü olarak hayata geçirdik.
Burada girişimci seçme kriterleriniz nedir?
Neden girişimci olmak istiyor, yeterince esnek mi ve risk alabiliyor mu gibi sorular ilk baktığımız noktalar. Girişimcilik yolculuğunda hiçbir girişimci başladığı model ile işine devam etmediği için girişimcinin esnek olması önemli, fikrini değiştirmeye yatkın olmasını bekliyoruz. Aynı şekilde, belirsizliğe karşı duruşu da bizim için çok önemli. Kendi kendini motive edebiliyor mu? Sıkıntılı bir durumdan sonra kendi başına ayağa kalkabiliyor mu? gibi tutumları da değerlendiriyoruz.
Bu süreç nasıl işliyor?
Bizim yürütme kurulumuz var. Bu kurul; Ziya Boyacıgiller, Erhan Erkut, Cenk Bayraktar, Berna Şamiloğlu, Turan Sert ve Fethi Şimşek'den oluşuyor. Yılda dört dönem başvuru alıyoruz ve bootcamp sonrası seçilen girişimci adayları Girişim Fabrikası ailesine katılıp ofislerinde çalışmaya başlıyorlar. Misyon olarak yüksek büyüme potansiyeli olan teknoloji girişimlerine destek olmayı belirledik. 15 ayda toplam 516 başvuru aldık, bu başvurulardan bizim beklentilerimiz ile kesişen 47 projeyi kamplarımıza dahil ettik ve sonrasında gerçekleşen yürütme kurulumuz ile toplam 13 girişim fikrine hızlanmaları için destek olduk. Bütün bu girişimler Teknoloji ve ICT şirketlerinden oluşuyor. Destek olarak eğitim, ofis, mentorluk, hukuk ve mali müşavirlik, akademisyen desteği, endüstri ve şirketler ile bağlantı ve yatırımcılar ile buluşturma hizmetlerini sağlıyoruz.
Bu girişimler şu an ne durumda?
Bu 13 girişimin 3 adedi halen arge sürecinde, 5 adedi ürünlerini alfa ve beta seviyesinde kullanıma açtı. 5 adedi ise satışa başlamış durumdadır. Bu 5 adetten biri ise Girişim Fabrikasın'dan mezun olmuş ve Etiler'de bir ofiste çalışmalarını sürdürmektedir. Bu 13 şirket ülkemiz için şimdiden 38 kişilik yeni istihdam yaratmışlardır. Aynı zamanda 580 bin TL'lik devlet hibesi, 900 bin TL'lik erken seviye yatırımı almışlardır. Thinkfabrik, iyibilir, giysicini, ebrandvalue Girişim Fabrikasindan çıkan birkaç marka.
Sponsorlarınız kimler?
İlk günden bugüne teknoloji girişimciliğine her alanda ciddi destek veren Turkcell ile birlikte başladığımız Girişim Fabrikası serüvenimizde bu sene, Türkiye eğitim sektörünün girişimci duayenlerinden Fethi Şimsek'in başkanlığını yürüttüğü Doğa Girişim ve dünyanın en etkin girişimcilik STK'si olan Endeavor'in yönetim kurulu başkanı Özcan Tahincioğlu'nun liderliğindeki Tahincioğlu Holding aramıza katıldı. Girişim Fabrikası'na aktaracakları tecrübe, olanaklar ve network ile girişimlerimizi başarıya doğru çok daha hızlandırmaya hazırız.
Türkiye'de tekno girişimler nereye gidiyor?
Türkiye genel olarak girişimcilik evrimi olarak erken seviyede. Bunun sonucu olarak da yeterli miktarda tecrübeli ve seri girişimciye sahip değiliz. Bu nedenle de bu anlamda girişimcilik çok küçük bir topluluk ve onun çevresinde ilerliyor. Ve bu topluluğun yalnız olması onları inovasyona dayalı projeler üretmek yerine daha çok yurtdışında olan bir projeyi Turkiye'ye uyarlamaya itiyor. Bu da bizim global projeler çıkarmamızı engelliyor.
Girişimcilik kültürüyle ilgili düşünceleriniz nedir?
Sosyolojik açıdan konuyu değerlendirdiğimizde Hoffstede'nin yaptığı bir çalışmaya değinmekte fayda var. Liderliği dört boyutta –güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, feminen/ masculen tutum, bireysellik/kolllektivizim eğilimi- inceliyor. Güç mesafesi (ast ile üst arasındaki mesafe) Türkiye'de çok yüksek ve yöneticiler genelde belirsizlikten kaçınıyor. Diğer yandan Türkiye'de yöneticiler sanılanın aksine daha feminen (daha az rekabetçi, duygusal) tutum sergiliyor. Son olarak da yöneticiler kolektivist (birlikte yapmak) yaklaşımı, bireysel yaklaşımdan daha çok tercih ediyorlar. Bu sonuçlar dünyada girişimcililiğin en gelişmiş olduğu İsrail ve Amerika ülkeleri sonuçları ile tamamen terstir. Bu ülkelerde yöneticilerde, belirsizlikten kaçınma düşük, güç mesafesi alçak ve tutum olarak daha maskulen ve bireysellerdir. Bu farklar kültürel olarak durumumuzu net olarak ortaya koymaktadır.
Türkiye ile Amerika arasında girişimcilikle ilgili farklar neler?
Amerika'da seri girişimci bolluğu var. Bu da girişimci adayları için yeterli miktarda hem rol model hem de mentor sağlıyor. Diğer yandan yatırıma ulaşma olasılığı çok yüksek ve girişimlerin doğması için gerekli oyuncuların yer aldığı bir ekosistem mevcut. Bu iki kaynakgrubunun varlığı gençlerin girişimciliği bir opsiyon olarak görme motivasyonun arttırıyor veişe giriştiklerinde ise yalnız kalmalarını engelliyor. Türkiye'de ise daha önce de belirttiğim gibi bu kaynaklar yeni yeni oluşuyor ve çok kısıtlı. Bu da kaliteli girişimci adaylarının doğmasını engelliyor. Bunların sonucu olarak da ortalıkta ciddi girişimciler veya girişimci adayları yerine, aklında iş fikri değil sadece bir fikri olan girişken insanlar topluluğu kalabalık
yapıyor.
Bir yatırımcı hangi girişimciye yatırım yapar?
Masa başında çalışan, aklına geldiği gibi fikrini sunmaya çalışan, yatırım alırsa çalışacak kişilere değil, fikri üzerine saha da çalışan, varsayımlarını ispatlamış ve işi için bir şeylerden vazgeçmiş tutkulu bir girişimciye yatırım yapar.
Bir iş gününüz nasıl geçer?
Öncelikle günün 18 saat olduğunu belirtmekte fayda var. Günümün büyük çoğunluğu Girişimci adaylarını dinlemek ve mentorluk ile geçiyor. Daha sonra ise yatırımcılar ile toplantılar, yeni projeler yaratmak için zaman harcıyorum. Tabii güncel olmak için sürekli okumayı da atlamamak gerekli.
Sizin kariyer planınız nedir?
Uzun vadede ders vermek istiyorum. (zaten yeni açılan ve başvuruları hala devam eden Girişimcilik Yüksek Lisans Programında diğer girişimci ve akademisyenlerle ders veriyorum ben de) ders Girişimlerin kuruluş aşamalarında yer alıp, iş modeli inovasyonu üzerine çalışmak ve iş modelini kurgulamak en tatmin olduğum konular. Bunun üzerine çalışmaya devam etmek istiyorum. Şahsi olarak şu an iki melek yatırımım var. Araç kiralama ve çocuk oyunuyla ilgili. Bu tarz yatırımlara da devam etmeyi planlıyorum. Ayrıca Venturro isimli bir tekno girişimciler platformu da kurdum. Burada amaç girişimler için takımlaşmayı sağlamak ve bunlarla ilgili fikir alışverişi ortamı yaratmak. Bu işi de sosyal bir girişim olarak büyütmeyi hedefliyorum.
Her potansiyel işadamı ve girişimcinin sizce, alması gereken eğitimler neler?
İş kurmak en önemli eğitimdir. Ben ilk startup tecrübemi ikinci MBA olarak tanımlıyorum. Girişimcilik kas geliştirmek gibidir. Çalıştıkça öğrenir ve geliştirirsiniz. Ama bunun için de en önemli konular başlık olarak nelerdir derseniz, iş modeli geliştirme, finansal modelleme gibi konuların bilinmesinde fayda vardır. (Tasarımını da yaptığımız Yüksek Lisans Programını aslında Türkiye gerçeklerine uygun içerikle beraber bu soruya cevap vermek için kuruyoruz.)
Size ilham verene beğendiğiniz girişim ve girişimciler kimler?
Steve Black Gray (silikon vadisinden hem yatırımcı hem girişimci) Scott Cook (girişimci), Reid Hoffman (girişimci) ilk aklıma gelen isimler ama farklı bakış açıları öğrenmek için birçok kişiyi takip etmeye çalışıyorum.
Girişimcileri yol gösterebilecek ve rehber niteliğinde söylemek istedikleriniz nelerdir?
Etraflarımdaki fırsatları gözlemlemeye çalışmalılar ve fark ettikleri problemler için çözümler
üretmeli ve hemen aksiyona geçmelidirler. Diğer yandan her türlü değişimlere de hazırlıklı
olmaları gerekli ve işlerine de körü körüne bağlı olmalarında fayda var. Son olarak da büyük
düşünmeli ama küçük başlamalılar ve ne olursa olsun hızlı olmalıdırlar.