Tüprag A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, şirket olarak Covid-19 süreci içerisinde neler yaşadıklarını, alınan önlemleri ve gündeme dair SABAH'a özel açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü tarafından "pandemi" olarak ilan edilmeden önce şirket olarak önlemler almaya başladıklarını ifade eden Yılmaz, "Salgın haberleri sıklıkla yer aldığı andan itibaren öncelikle Uşak ve İzmir'deki işletmelerimizde bir çok alternatif senaryo göz önüne alınarak çeşitli kriz yönetim planları oluşturuldu ve gelişmeler neticesinde güncel tutularak hazırlıklar yapıldı. Başta, işyeri hekimlerimiz ve İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanlarımızın yönlendirmeleri sonucu daha gerek yönetim gerekse sahadaki her arkadaşımız bir çok defa bilgilendirilip farkındalık oluşturulması sağlandı ve önlemler vakit kaybetmeden yaşam biçimimiz haline getirildi. Aslında uyulması gereken temel kuralların belirlediği çerçevede hızlı hareket etmeye gayret gösterdik. Personelimizi evden çalışma konusunda cesaretlendirdik. Çünkü koşullar ne olursa olsun, konu sağlık da olsa, çalışanlarımız sosyal hakları ya da ücretlerinin ödenmesi konusunda endişe duyabilirdi ve bunu engellemek adına evden çalışmaya sıcak bakmayabilirdi. Ancak bu konuda Tüprag olarak çok net bir şekilde endişelerinin yersiz olduğu konusunda kendilerini rahat hissetmelerini sağladık" dedi.
TERMAL KAMERA KURULDU
Servis araçlarına binmeden personele ateş ölçümünü ve maden sahalarımıza girişte de gerek termal gerekse çeşitli ateş ölçer ekipmanlarıyla vücut ısılarını ölçmeye başladıklarını belirten Yılmaz, "Bunlara ilave olarak servislerde ve yemekhanelerde sosyal mesafenin korunmasına yönelik düzenlemeleri uygulamaya aldık. Maden sahalarımızda hijyen noktaları oluşturduk ve dezenfektanlar yerleştirildi. Virüs hakkında bilgilendirici ve önlemleri hatırlatıcı binlerce el broşürü dağıtıldı ve posterler asıldı. Tüm bunların sonucunda mutlulukla söyleyebilirim ki çalışanlarımızın hiç birinde herhangi sağlık problemine bugün itibariyle rastlamadık ve bu şartlar altında Tüprag olarak üretime ve ekonomiye katkı koymaya devam ediyoruz. Devletimizin aldığı her kararı anında uygulamaya geçirdik ve bunlardan belki de ön önemlisi yaklaşık 150 personelimizi etkileyen ve 22 Mart günü açıklanan "65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığa sahip vatandaşların sokağa çıkma yasağı" kararı oldu. Her defasında altını çizerek vurguluyoruz ve bir kez daha vurgulamak isterim ki şirketimizin mottosu "önce insan ve çevre, sonra madencilik" anlayışına sonuna kadar bağlı kalmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
BAKANLIĞA TEŞEKKÜR
Özveri gerektiren bu sürecin her alanda birbiriyle koordineli ve mümkün olduğunca en sağlıklı şekilde yürütülebilmesi için iletişim kanallarımız 7/24 açık kaldığını ifade eden Yılmaz, "Valilerimizle, yerel idarelerle, sendika temsilcilerimizle, devletimizin ilgili bakanlık ve genel müdürlükleriyle, sektörümüzde bulunan diğer firmalarla ve STK örgütleriyle sürekli temas ve iletişim halinde bulunarak faaliyetlerimiz, önlemlerimiz, üretim sürecimiz konusunda güncel bilgi paylaşımları gerçekleştirdik. Yeri gelmişken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'mız başta olmak üzere bize inanan güvenen ve desteğini esirgemeyen tüm kamu çalışanlarına ayrı bir parantezde teşekkür etmek isterim. Sonuç olarak, geldiğimiz bugün itibariyle yaşanmakta olan olağanüstü süreç ve bambaşka bir yaşam biçiminin içerisinde Tüprag gibi davranmamızı sağlayan her kademedeki çalışanımıza ne kadar teşekkür etsem azdır. Büyük hassasiyetle yönetilen bir sisteme şahit olduk ve bu noktada duyduğum gurur tarif edilemez. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür etmek ve bu şekilde bir süre daha yaşamaya gayret göstermemiz gerektiğini hatırlatmak isterim. Ümit ediyorum ki, grafiklerin aşağı yönlü seyretmeye başladığı bugünlerin devamı hızlı bir şekilde gelir ve bir an önce mümkün olan en az hasar ile normalleşme yolunda beklentilerimiz gerçekleşir."
DAYANIŞMANIN EN GÜZEL ÖRNEĞİ
YILMAZ sözlerini şöyle sürdürdü; "Bu anlamda, elbette ki en önem verdiğimiz paydaşlarımız, ailemizin kıymetli üyeleri olan yöre halkının da bu süreçte kendilerini güvende hissetmeleri konusunda elimizden gelen gayreti gösterdik. İşyeri hekimlerimiz köylerde bir çok defa bilgilendirmelerde bulundu, hijyen paketleri hazırlanıp köyde yaşayan vatandaşlarımızla paylaşıldı, broşürler dağıtıldı, köy kahvehanelerine, ortak kullanım alanlarına, otobüs duraklarına posterler asılmak suretiyle sürekli kendileriyle temas halinde olduk. Evlerinden çıkıp alışverişe gitme sıklığını azaltmalarına hedefleyerek gıda kolilerini evlerine kadar götürüp teslim ettik. Şirket olarak imkanlarımız dahilinde ne yapabiliyorsak yöre halkının sağlığı ve güvenliği için kendimizi zorladık."