Türk girişimci ve bilim adamı Dr. Muhammet Avcil ile kendisi tarafından kurulan, merkezi İngiltere'de bulunan Biyoteknoloji firması Imperial Bioscience' i , Türk bilim insanlarının da dahil olduğu uluslararası bir ekiple geliştirdiği mikro-yapı teknolojisini ve bu teknolojinin hayatimizi nasıl değiştireceğini, COVİD sonrasında dünyada ve Türkiye'de bioteknoloji ve kozmetik sektörlerinde yaşanacak gelişmeleri konuştuk.
Öncelikle kozmetik sektörünün pandemi sürecinden nasıl etkilendiğini anlatabilir misiniz?
Ulusal kapanmalar ve karantinaların dünya genelinde başlaması ile birlikte sosyalleşmek ve dışarı çıkmak ile ilişkilendirilen kişisel bakim ürünlerine ilgi oldukça azaldı. Bunun yerine tüketiciler temizlik ve hijyen ürünlerine yöneldiler. Ama belirli bir zaman geçtikten sonra tüketiciler tekrardan kendilerine yatırım yamaya ve kişisel bakim ürünlerine ilgi göstermeye başladılar. Buna sebep olarak da şirketlerin evden çalışma fikrini benimsemeleri ile birlikte artan video konferanslar ve online toplantıları gösterebiliriz. Bunlara ek olarak da online etkinliklerde bulunmayan birçok tüketici, içerisinde bulunduğumuz bu zor zamanlarda kendilerini iyi hissetmek ve eskiyi hatırlamak için kişisel bakim ürünlerine tekrardan yöneldi.
Pandemi sürecinin ilk aşamasında tüketicilerin temizlik ve hijyen ürünlerine yöneldiklerinden bahsettiniz, bunu biraz anlatabilir misiniz? Imperial Bioscience'in bu alanda çalışmaları oldu mu?
Pandeminin ilk etaplarında parfümlere ve kozmetiğe olan ilgi azalmasına rağmen hijyen odaklı kişisel bakim ürünlerine ilgi oldukça arttı. Bunlardan en önemlisi el jelleri oldu, el jellerine ilgi artıkça raflar farklı markaların ürettiği ürünler ile doldu taştı. Kozmetik sektöründeki birçok marka tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, tüketicilerin vazgeçilmezi haline gelen bu önemli hijyen ürününü son kullanıcıya ulaştırmak için çalışmalarını çok hızlı bir şekilde bu yöne kaydırdılar. Imperial Bioscience ailesi olarak bizler de kar marjı olmaksınız bu vazgeçilmez hijyen ürününü son kullanıcıya ulaştırmak için tüm ekiplerimiz ve partnerimiz ile seferber olduk. Ayrıca el jellerine ihtiyacı olan klinik, hastane, yaşlı bakim evleri ve korona virüsle mücadelede ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarına 1 milyon TL değerindeki kendi üretimimiz olan el jellerini ücretsiz olarak ulaştırdık.
Bunlara ek olarak da el sabunlarına, duş jellerine, diş macunlarına ve ağız yıkama sularına olan ilgi, COVID-19 bulaşma riskine karşı bireylerin kişisel temizlilerine gösterdikleri özenden dolayı oldukça arttı. Çok yakın zamanda da, Colgatte-Palmolive ve Unilever gibi sektör öncüleri Sars-COV-2 virüsünün bulaşma riskini azaltacak diş macunları ve ağız yıkama suları üzerinde bilimsek çalışmalara ve klinik deneylere başladılar. Bu da gösteriyor ki bu tarz ürünlere ilgili tedbir amaçlı olsa da pandemi sonrasında da devam edecek.
Pandemi sürecinin başlaması ile birlikte tüketicilerin daha çok temizlik ve hijyen ürünlerine yöneldiklerinden bahsettiniz, bununla birlikte güvenlik de ön plana çıkmaya başladı. Kozmetik sektöründe güvenlik ile ilgili değişen tüketici alışkanlıklarını yorumlar mısınız?
Kozmetik ürünlerdeki aktif bileşenler daha detaylı incelenmeye başlandı, hijyenik ve tek kullanımlık ürünlere olan ilgi arttı, ürünlerin paketleri ve paketlenme standartları mercek altına alınmaya başlandı. Bu gelişmelerle birlikte ilerleyen günlerde kozmetik sektöründe kaliteyi, güvenliği ve etkinliği garanti altına almak için üçüncü nesil güvenlik ve kalite standartları uygulanmaya başlayacak.
Imperial Bioscience bir biyoteknoloji şirketi olduğu için ürünlerimizde hali hazırda üçüncü nesil güvenlik ve kalite standartları uygulanmaktadır. Örnek verecek olursak; kaliteyi, güvenliği ve etkinliği garanti etmek için ürünlerimizde yalnızca patenli ve lisanlı aktif bileşenler kullanılmaktadır. Ürünlerimiz Sars-COV-2 virüsünü taşıma riskinin en az olduğu bilinen materyallerden biri olan alüminyum ambalajlar ile havasız, izole ve gama ısınların olduğu ortamda paketlenmektedir.
Bu gelişmeler bize gösterdi ki pandemi ile öne çıkan "Önce Sağlık" trendini "Önce Güvenlik" trendi izleyecek.
Covid-19 salgınından sonra tüketici alışkanlıkları tümüyle değişti. Kozmetik sektöründe değişen tüketici alışkanlıklarını nelerdir? Imperial Bioscience olarak size etkilerini ve çalışmalarınızı yorumlar mısınız?
Dünya genelindeki ulusal kapanmalar ve karantinalar; kuaförlerin, güzellik salonlarının ve kliniklerin de kapanmaları ile sonuçlanmiştir. Durum böyle olunca tüketiciler; kendi çözümlerini kendileri yaratmak zorunda kaldılar ve evde kendi kendilerine uygulayabilecekleri ürünleri denemeye başladılar. Pandeminin başlarında sac bakim, manikür, pedikür ve kendi kendine bronzlaşma gibi uygulamalar pandemi döneminde evde yapılan bir aktivite haline gelmişti. Pandemi süresi uzadıkça tüketiciler leke tedavisi, yaşlılık karşıtı tedaviler ve göz çevresi bakımları gibi daha profesyonel uygulamaları da evde kendi kendilerine uygulamaya başladılar. Ulusal düzeyde yapılan araştırmalar tüketicilerin evde kendi kendilerine uygulayabilecekleri ürünleri kullanmaya pandemi sonrasında da devam etmek istediklerini göstermiştir.
Imperial Bioscience olarak, evde kendi kendinize uygulayabileceğiniz yenilikçi ve patentli Mikro-Yapı teknolojisi ile ilaç ve kozmetik sektörlerine çok büyük yenilikler getirdik. Ürünlerimizde kullandığımız çözünen Mikro-Yapılar, insan saçının yaklaşık 1/3'ü kalınlığında ve temel olarak hyalüronik asit olarak adlandırılan bir biyopolimerden oluşan küçük koni benzeri yapılardır. Hyalüronik asit doğal bir maddedir ve kolaylıkla çözünebilme özelliğine sahiptir. Hyalüronik asitten oluşan bu Mikro-Yapılar aktif bileşenler için bir rezervuar oluşturur ve bu aktif bileşenleri getkili bir biçimde deri altına aktartır. Böylece en karmaşık tedavileri bile evde kendi kendinize acı ve ağrı olmadan kolayca uygulayabileceğiniz, aktif bileşenlerin en yeni teknoloji ile ciltteki sorunlu bölgeye iletildiği etkili bir sistem ile yapabiliyorsunuz.
Imperial Bioscience olarak AR-GE ve inovasyon odaklı bir çalışma vizyonu geliştirdiğinizi görüyoruz. Şirketiniz ve ürünleriniz hakkında daha fazla bilgi paylaşabilir misiniz?
Imperial Bioscience Laboratuvarları (IB-LABS), bilimsel araştırmalara dayalı, yenilikçi teknoloji temelleri üzerine kurulan, estetik medikal çözümlerde uzmanlaşmış bir Araştırma - Geliştirme (Ar-Ge) şirketidir. Yenilikçi ve patentli mikro-yapı teknolojisiyle üretilen ürünlerimiz, cilt bariyerinin üstesinden gelerek, doğrudan cildin altındaki dokuya derinlemesine nüfuz eder. Yüksek performansı ile maksimum etkili sonuçlar sağlar. Sanırım en büyük ve güçlü farkımız bu. Hatta bu farkımızla sektör lideri olduğumuzu söyleyebilirim.
Mikro-Yapı teknolojimiz ile kozmetik sektörüne çok büyük yenilikler getirdik. Kozmetik sektöründe; LUNA Microcare® London markası altında, 21 ülkede satışını gerçekleştirdiğimiz 3 farklı ürünümüzle bulunmaktayız. Pek çok üstün özelliğe sahip Mikro-Yapı teknolojisini kozmetik sektöründen sonra ilaç sektöründe de hayata geçirmek için içerisinde bulunduğumuz küresel krize rağmen çalışmalarımızı tüm hızıyla devam ettirmekteyiz.
Eskiden denemeden ürün almayan bizler şimdi online kanallardan alış veriş yapıyoruz. Bu süreci yorumlar mısınız?
Pandeminin başlaması ile birlikte varlığını etkili bir biçimde hissettiren ve hala devam eden bir trend; online alışveriş. Bu akım; ilk başlarda kozmetik markaları tarafından geçici bir çözüm olarak görünse de, pastanın büyüklüğü ve tüketicilerin online kanallardan alış verişi kolay benimsemeleri ile çok başka boyutlara taşındı ve kozmetik sektörünün bir değişmezi haline geldi.
Pandeminin ilk dönemlerinde birçok markanın bir anda online platformlara yönelmesi, dünya genelinde hava alanlarının kapanması, lojistikte oluşan aksamalar, markaların şirket bünyelerinde online pazarlama ve satış ile ilgili yeterli bilgi ve birikimin olmayışı önceleri yoğunluğa ve aksamalara neden oldu. Tüketicilerin online alışverişe olan ilgileri arttıkça ve kitleler halinde bu akımı takip ettikçe markalar yeni online stratejilerini geliştirmeye ve birbirleri ile tedarik zinciri, lojistik, online platformlarda daha fazla yer almak için kıyasıya rekabete başladılar. Nasıl ki evde kendi kendimize uygulayacağımız ürünler pandemi sonrasında da rağbet görmeye devam edecekse online alışveriş de ayni şekilde pandemi sonrasında hayatımızda kalmaya devam edecek.