Zeytinlik alanlara yakın bölgelerde yürütülen madencilik faaliyetleri, çevre ve tarım hassasiyetiyle birlikte ele alınarak yeniden tartışılıyor. Enerji arz güvenliği ülkelerin üretim ve kalkınma hedeflerinde hayati rol oynarken, uzmanlar madenciliğin bilimsel yöntemlerle, doğayla uyumlu şekilde yapılabileceğini savunuyor. Prof. Dr. Celal Şengör, çevreye zarar vermeden 'insani madencilik' yapılabileceğini vurgularken, Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya ise zeytin ağaçlarının uygun şekilde taşınarak tarımsal üretimin sürdürülebileceğini söylüyor. Prof. Dr. Gülendam Tümen, iklim değişikliğinin verim üzerindeki etkisine karşın, yakın gelecekte zeytin ağaçlarının taşınmasının zorunlu hale gelebileceğini belirtiyor. Türkiye'nin hem enerjiye hem tarıma ihtiyacı olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, planlı üretim ve ekolojik dengeyi gözeten uygulamaların birlikte yürütülmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Halk arasında "ölmez ağaç" olarak bilinen zeytin ağacının taşınabilir olduğunun altını çizen Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya'nın geçmişteki açıklamalarına göre, değişik amaçlarla zeytin ağaçları taşınabilir. Prof. Dr. Özkaya, "Ülkemizde ve dünyada sayısız örneği mevcut. Halihazırda İspanya'da başlayan bir süreç var; eski zeytin bahçelerini dönüştürüp yeni bahçeler kurup daha yoğun üretim yapmak amaçlanıyor. Yaşlı zeytin ağaçları bahçelerden sökülüyor, peyzaj amaçlı kullanılacak şekilde başka yerlere dikiliyor. Taşıma sırasında dikkat edilecek bazı hususlar var. Özellikle toprak altındaki yumrusuna dikkat edip korursak, zeytin ağacı çok rahat bir şekilde taşınabilir. Bakımı yapıldığında, meyve vermeye devam eder" diyor. Yer altı ve yer üstü zenginliklerin birlikte var olabilmesi, ülkemiz için beka meselesi. Zeytin ağaçlarının taşınması dünyada yaygın bir uygulama. Türkiye'nin yanı sıra İtalya'dan İspanya'ya, Akdeniz havzasında yüzyıllardır zeytinlikler yol, enerji ve altyapı projeleri için uygun tekniklerle taşınıyor, yeni topraklarda tutunup üretime devam ediyor. Hatta budama ve bakım süreçleri sayesinde verimleri artabiliyor. Madencilik sonrası rehabilite edilen alanlara dikilen yeni zeytinliklerden elde edilen coğrafi işaretli zeytinyağları, bu yaklaşımın sürdürülebilirliğini kanıtlıyor. Azerbaycan gazını İtalya'ya taşıyan Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesinde 2 bin 300 zeytin ağacı taşındı ve yeni yerlerinde üretimlerini sürdürdü. 2010 yılında Yunanistan'da altın madeni projesi kapsamında ağaçların yeri değişti. Bu örnekler, enerji üretimiyle tarımsal sürdürülebilirliğin birbiriyle çelişmediğini ortaya koyuyor.
İklim değişikliği ile mücadele için taşıma hızlanmalı
Balıkesir Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülendam Tümen ve ekibinin 2024 raporuna göre, madencilik faaliyetleri rezervin bulunduğu yerde yapılmak zorunda; saha alternatifi yok. Alınacak önlemler ve uygun teknolojiyle çevre korunup zeytinler taşınabiliyor. İklim değişikliği nedeniyle yakın gelecekte 400 rakım altındaki zeytinliklerin verim kaybedeceğini, bu nedenle taşınmalarının sektörü korumak için zorunlu hale gelebileceğini vurguluyor.
Başarı oranı % 97
EGE'de yürütülen uygulamalarda, altyapı ve enerji projeleri nedeniyle taşınan zeytin ağaçlarının yeni yerlerinde hem yaşamlarını sürdürdüğü hem de verimlerinin arttığı görülüyor. Türkiye genelinde taşınan ağaçların % 97'si yeni yerlerinde tutarak ürün vermeye devam etti.