Türkiye son 40 yılda, ilk adımları Turgut Özal'la atılan, esas Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde son 23 yılda yalnızca ekonomi alanında değil; kurumsal, toplumsal ve zihinsel alanda da başarılı bir dönüşüm sürecini hayata geçirmiş bir ülkedir. 1980'lerde dışa açılmayla başlayan ekonomik ve siyasi serbestleşme süreci, 1990'larda siyasal çeşitlenme ve özel sektörün medyada çoğulculuğu artıracak yatırımları ile bir yandan dönüşümü sürdürmüş; ancak, 1994 ve 2001 krizlerinin sebep olduğu ekonomik ve toplumsal maliyetler nedeniyle büyük zorluklar da yaşamıştır. 2000'lerle birlikte, Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti döneminde ise, demokratikleşme, altyapı ve üst yapı devrimleri, Anadolu KOBİ'lerinin devrimi ile birlikte, bölgesel ve küresel bir vizyonun yükselişine beraberce şahit olduk.
MODERNLEŞME EVRESİ
Bu dönem, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, devlet aklının toplum aklıyla buluştuğu bir modernleşme evresidir. Ekonomiden sanayiye, diplomasiden kültüre uzanan böylesine reformist bir süreç Türkiye'yi yalnızca büyüten değil, dünya sisteminde önceliklendiren bir dönüşümü de oluşturdu. İşte tam da bu dönemde, Sabah Gazetesi, toplumsal değişimin entelektüel zeminine ön güçlü katkıyı sağlayan medya kuruluşlarından birisi olarak öne çıktı. Sabah, 1985'te yayın hayatına başladığında, Türkiye'de özel sektör yatırımlarının öncülük ettiği yazılı ve görsel medya alanında yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım, toplumu bilgilendirmek üzere yeni bir habercilik anlayışı daha yeni filizleniyordu. Son 40 yılda, Sabah Gazetesi yalnızca haber aktaran değil, reform dönemlerinin düşünce atmosferini de katkı sağlayan bir misyon üstlendi.
YENİLİKÇİ, DENGELİ, MİLLİ...
Ekonomik liberalleşmeden kadın haklarına, Avrupa Birliği sürecinden Türkiye Yüzyılı Vizyonuna kadar her dönemde; Sabah'ın sayfaları, modernleşmenin nabzını tutan bir ayna işlevi gördü. Sabah Gazetesi her zaman bununla birlikte, özellikle Turkuvaz Medya çatısı altında hem yenilikçi, dengeli, hem de milli çizgiyi koruyan ilkelerle, titiz ve tutarlı bir yayıncılık sergiledi. 1990'lardan itibaren Türkiye'nin ali menfaatleri adına kamuoyu oluşturma, gündem belirleme ve politika dünyası ile seçmen arasında diyaloğu güçlendirme yönündeki etkisi ile, Türk medyasına örnek bir yayın kuruluşu oldu. Özellikle 2000'li yıllarda, ekonomi, ticaret, teknoloji, diplomasi ve kültür alanlarında hazırladığı dosyalar, Türkiye'nin önde gelen kuruluşları ile yürütülen farkındalık projeleri, Türkiye'nin tüm illerini kapsayan yerel toplantılar ve kanaat önderleriyle gerçekleştirilen zirveler, Sabah Gazetesi'nin Türkiye'nin reformcu enerjisini yansıtan kıymetli çalışmaları oldu.
REFORM VE ÖZGÜVEN HİKAYESİ
21. Yüzyıl'ın ilk çeyreğini geride bırakmaya hazırlanırken, Türkiye enerji, savunma, dijital dönüşüm, teknoloji, ulaşım, sağlık ve dış politika alanlarında tarihi atılımları hayata geçirdi. Bu dönüşüm, sadece hükümet politikalarıyla değil, toplumsal sahiplenme ve bilinçle de sürdürülebilir hale geldi. Sabah Gazetesi, bilhassa 2007'den itibaren bu bilincin oluşmasında öncü bir rol oynadı. Gerek manşetleriyle, gerekse de köşe yazarlarıyla, 'milli kalkınma – küresel vizyon' dengesini sürekli hatırlattı. Sabah Gazetesi 2013'ten bu yana ise, sadece Türkiye'nin dönüşüm hikâyesini anlatmadı; aynı zamanda bu tarihi dönüşümü en anlaşılır şekilde yorumladı, belgeledi ve kamusal hafızaya işledi. Türkiye'ye karşı kurulan hain tuzaklarla ilgili olarak, kamuoyunun hızla bilinçlenmesi konusunda çok özel bir rol oynadı. Bugün Sabah'ın sayfalarına bakmak, son 40 yılın ekonomi, diplomasi, kültür ve kalkınma atlasını okumak anlamına gelir. Türkiye'nin son 40 yılı, bir reform ve özgüven hikâyesidir. Sabah Gazetesi, bilhassa, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın vizyoner liderliğinde, bu reform ve özgüven yükselişinin son 23 yılının hem tanığı, hem de fikirsel katkı sağlayan yayın kuruluşudur.
REFORMCU MİLLİ DURUŞ
Bilhassa, son 12 yıllık dönemde, Sabah Gazetesi sadece haberleriyle değil, köşe yazılarıyla, topluma dokunan saha çalışmalarıyla, yerel organizasyonlarla da, Türkiye'nin vizyon üretimine değer katma çabasını samimiyetle ve titizlikle yürütmüştür. Bugün 'Türkiye Yüzyılı Vizyonu' en önemli başlıklarımızdan birisi ise, böylesine yüksek kalibrede bir vizyonun toplumsal meşruiyetini besleyen damarlardan birisi de Sabah Gazetesi'nin son 12 yılda katlanan reformcu ve milli duruşu, bu anlayışa göre şekillenen kalemidir. Sabah, bir gazete olmanın ötesinde, Türkiye'nin değişim belleğidir. Sabah işte bu milli anlayış ve bilinçle, Türkiye'nin reform adımlarına, ekonomik ve ticari başarılarına yönelik her türlü manipülasyona karşı, doğru bilgiye dayalı kamusal farkındalık oluşturmayı azimle sürdürmektedir ve aynı kararlıkla da sürdürecektir.