Küresel ölçekte son birkaç yıldır alışık olduğumuz türden dalgalı bir ekonomi tablosunun bulunduğunu söyleyen Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, "Buna rağmen 2026'ya girerken, küresel ekonomide temkinli de olsa toparlanma eğilimi gözlemliyoruz. Özellikle sanayi üretimi, istihdam ve ihracat rakamları açısından yeniden bir denge sürecine girileceğini öngörüyorum" dedi. Türkiye ekonomisinin de bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyleyen Kibar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son iki yılda uygulanan para ve maliye politikalarıyla fiyat istikrarının sağlanması, üretim ve ihracatın yeniden ivme kazanması açısından önemli bir eşikteyiz. IMF ve OECD verilerine göre Türkiye'nin 2026'da yüzde 3-4 aralığında büyümesi bekleniyor. Enflasyonun düşme eğilimine girmesiyle üretim maliyetleri üzerindeki baskının azalmasının, sanayi için önemli bir rahatlama sağlayacağı kanaatindeyim. Biz de olarak, 2026'yı üretim ve yatırımda dengeyi yeniden tesis ettiğimiz, sürdürülebilir büyüme hedefimizi sağlamlaştırdığımız bir yıl olarak görüyoruz."
YAKINLIK AVANTAJI
Küresel ölçekte yaşanan bu değişimin, üretim modellerini de dönüştürdüğünü söyleyen Kibar, "Karbon regülasyonları, enerji verimliliği ve döngüsel ekonomi, artık sanayinin temel parametreleri. Türkiye bu dönüşümü doğru okuduğu takdirde, Avrupa'nın yakın tedarik stratejisinden daha büyük pay alma potansiyeline sahip. Topluluk olarak hem yurt içi hem de uluslararası pazarlarda bu fırsatları değerlendirmeye odaklanıyoruz. Alüminyum, otomotiv, ambalaj, yapı malzemeleri ve lojistik gibi stratejik alanlar- da yürüttüğümüz yatırımlar, hem ülkemizin ihracat kapasitesine katkı sağlıyor hem de yerel üretim kabiliyetini güçlendiriyor" diye konuştu.
OYUN KURUCUYUZ
Avrupa, Amerika ve Orta Doğu'da faaliyette olan tesisleriyle global tedarik zincirlerinin etkin bir oyuncusu konumunda olduklarını söyleyen Kibar, "Enerji verimliliği, dijitalleşme ve yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim modelleri topluluğumuzun yatırım stratejisinin merkezinde yer alıyor. Hedefimiz, daha fazla üretmek değil, daha nitelikli ve sürdürülebilir üretim yapmak. Bu anlayış, sadece sanayi değil, ülke ekonomisi için de uzun vadede en doğru yön. 2026, Türkiye'nin üretim gücünü ileriye taşıyacak politikaların etkilerinin somut olarak hissedileceği bir dönem olacak. Faiz ve kur dengesinin sağlanması, yatırım ortamının iyileşmesiyle birleştiğinde, özel sektörün yeniden yatırım iştahını artıracağına inanıyorum. Sağlam mali yapımız ve çeşitlendirilmiş iş portföyümüzle bu süreçte Türkiye'nin büyüme hikâyesine katkı vermeyi sürdüreceğiz" dedi.
HER ZAMAN ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR
Ali Kibar, "Sabah Gazetesi'nin 40. yılı vesilesiyle bu değerlendirmeleri paylaşmak benim için ayrıca anlamlı. Türkiye'de ekonomi gazeteciliği, son yıllarda hızlı bir dönüşümden geçiyor. Dijitalleşmenin etkisiyle gündemin anlık değiştiği bir ortamda, haberin doğruluğu, güvenilirliği ve derinliği her zamankinden daha değerli hale geldi. Sabah Gazetesi, hem ekonomi politikalarının geniş kitlelere aktarılmasında hem de iş dünyasının nabzının tutulmasında her zaman önemli rol üstlendi. Sektörümüzün sesini, Türkiye'nin üretim gücünü ve ekonomik potansiyelini toplumla buluşturan bu mecranın, önümüzdeki dönemde de aynı sorumluluk bilinciyle yayın hayatına devam edeceğine gönülden inanıyorum. Sabah ailesinin 40. yılını içtenlikle kutluyor, ekonomi basınına kattıkları değer için teşekkür ediyorum" dedi.