6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.
Kaçırılan mürettebatın avukatı konuştu:

Kaçırılan mürettebatın avukatı konuştu: "Yakında irtibata geçeceklerdir" | Video

27.01.2021 | 14:33

Njerya açıklarında Liberya bayraklı konteyner gemisi M/V Mozart'a yapılan saldırıyı değerlendiren Deniz Hukuku Uzmanı Avukat Selçuk Esenyel, "Yakın süreçte deniz haydutlarının firma ile iletişime geçip, müzakere sürecini başlatacağını düşünüyorum. Müzakere süreci olaydan olaya değişkenlik gösterebiliyor. Baktığınız zaman ortalama 4 ila 5 hafta arasında bir süreç alacaktır." dedi.

13 Temmuz 2019'da Nijerya açıklarında Paksoy-1 isimli gemide 10 Türk gemici kaçırılmış ve 28 günlük müzakerenin ardından kurtarılmışlardı. Müzakere sürecini ise Deniz hukuku uzmanı Avukat Selçuk Esenyel yönetmişti. Selçuk Esenyel, deniz haydutları ve korsanlarla müzakere süreçlerini, Nijerya'daki deniz haydutları ve korsanlarının bulundukları bölgeyi ve korsanlarla mücadele konusunda Demirören Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulundu.

Selçuk Esenyel, "Şu an dünyadaki en önemli problemlerden birisinin bu olduğunu düşünüyorum. Devletlerin bu konuyu çok yönlü ele alması ve uluslararası açıdan nasıl çözüleceğini, ne gibi önlemler alınması gerektiğini masada konuşarak gerekli adımların atılarak yapılması gerekiyor. Gemicilerin tek başına silahlanarak ya da silahlı muhafız alarak bu sorunu çözmeye çalışması mümkün ve doğru da değil" diye konuştu.

"SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"
Selçuk Esenyel 23 Ocak'ta Liberya bayraklı konteyner gemisi M/V Mozart gemisinden kaçırılan 15 Türk gemiciyle ilgili süreç hakkında yaptığı değerlendirmede, "Süreci yakından takip ediyoruz. Olaydan sonra Türk işletmeci firmaya biz ulaştık. Elimizden gelen yardımı göstereceğimizi kendilerine ilettik. Onlar da şu anda devlet görevlileriyle birlikte süreci yönetiyorlar. Son 1 senelik süreçte aynı bölgede yaklaşık 200 adet deniz haydutluğu saldırısı meydana geldi. Bu saldırılara baktığınızda birbirlerine tipik benzerlikler gösteriyor. Yine aynı benzerlikleri göstereceği varsayımından yola çıkacak olursak yakın süreçte deniz haydutlarının firma ile iletişime geçip, müzakere sürecini başlatacağını düşünüyorum. Müzakere süreci olaydan olaya değişkenlik gösterebiliyor. Baktığınız zaman ortalama 4 ila 5 hafta arasında bir süreç alacaktır." ifadelerini kullandı.

"1 AY O BÖLGEDE KALDIM"
Esenyel, "2019 yılında Türk bayraklı Paksoy-1 gemimizin personeli kaçırılmıştı. 10 personel. Ona ilişkin olarak süreci ben yönetmiştim. O dönemde kendim inisiyatif alarak Nijerya giderek Bayelsa eyaleti dediğimiz yere giderek oradaki ormanda yaklaşık 1 ay bulunarak süreci kendim yönetmiştim. Sonunda da personelimizi alıp Türkiye'ye dönüş yapmıştım. Hali hazırda da bazı firmalara bu konuda danışmanlık yapıyorum. Yakın bir zamanda yabancı bir gemiye saldırı oldu. Ona ilişkin benzer bir süreci şu anda yönetiyorum." dedi.

"COĞRAFİ KOŞULLAR AÇISINDAN ÇOK ZOR BİR BÖLGE"
Deniz haydutlarının, korsanlarının Nijerya'da bulundukları bölge hakkında da bilgiler veren Selçuk Esenyel, "Coğrafi koşullar açısından çok zor bir bölge. Ekvator iklimi hakim. Bundan önceki olaylara baktığımızda Bayelsa bölgesine götürülüyor kaçırılan rehineler. Yine aynı bölgeye götürüldüğünü tahmin ediyorum. Eğer o bölgeye götürüldülerse o bölge çok yoğun orman bitkisiyle kaplı, çok yoğun ağaçlık olan bir yer. Dolayısıyla havadan ulaşım mümkün değil. Aynı zamanda bu orman hem geniş hem de yüzlerce nehir ve derelerle bölünmüş bir alan. Hava ve kara ulaşımı mevcut değil. Nijerya'nın da iç sorunları sebebiyle de o bölgede hakimiyeti yok. Kabilelerin kontrolünde olan bir bölgeden bahsediyoruz." diye konuştu.

"TİCARİ GEMİLERDE SİLAHLI MUHAFIZ BULUNDURMA KONUSUNU BEN DOĞRU BULMUYORUM."
Selçuk Esenyel, gemilerde silahlı muhafızlar bulundurulması konusunda ise şöyle konuştu:

"Ticari gemilerde silahlı muhafız bulundurma konusunu ben doğru bulmuyorum. Bu sadece bana ait bir görüş de değil. Uluslararası Denizcilik Örgütü de dahil olmak üzere birçok denizci gemilerde silahlı muhafız bulundurmasını doğru bulmuyor. En temel sebep gemideki yaşam ortamının herhangi bir silah bulundurarak o ortamda güvenlik zafiyetine sebebiyet vermemek. Mozart gemisi Lagos limanından ayrıldıktan yaklaşık 250 mil yol kat ettikten sonra saldırıya uğramış. Eğer ki bir silahlı muhafız alsalardı dahi limandan ayrıldıktan 40-50 mil sonra bu silahlı muhafız, gemiden ayrılacaktı. Onların belirli mesafeleri var. Sadece belirli mil mesafeye kadar gemide bulunup koruyorlar. Bizim burada araştırmamız gereken konu, deniz haydutları 200-250 mil açıkta nasıl böyle bir saldırıyı gerçekleştiriyor? Teknik olarak bunu nasıl yapıyorlar? O saldırı yaptıkları botlarda denizin ortasında yakıt ikmali yapmadan o kadar mesafe gelebilmeleri imkansız. Bu botlar nerede yakıt ikmali yapıyor? Bu yakıtları kim veriyor? Saldıran deniz haydutlarını ben bizzat gördüm 15 yaşındaki çocuklar bunlar. Bunlar o silahları nereden temin ediyor? Silahı temin etti, mermiyi nereden temin ediyor? Bu konuların üzerine gidilmesi lazım. Bu uluslararası bir konu. Ateş düştüğü yeri yakar şu anda gündemimize geliyor ama çok kısa bir matematiksel hesapla haftada 2 defa saldırının olduğunu görürsünüz. Haftada 2 defa ticari gemiye saldırı yapıyorlar ve mürettebat kaçırılıyor, demek. Şu an dünyadaki en önemli problemlerden birisinin bu olduğunu düşünüyorum. Devletlerin bu konuyu çok yönlü ele alması ve uluslararası açıdan nasıl çözüleceğini, ne gibi önlemler alınması gerektiğini masada konuşarak gerekli adımların atılarak yapılması gerekiyor. gemicilerin tek başına silahlanarak ya da silahlı muhafız alarak bu sorunu çözmeye çalışması mümkün ve doğru da değil."

Sıradaki

OTOMATİK OYNAT

SON DAKİKA